İNŞAAT SEKTÖRÜ

Ülke genelinde konut satışlarının gerilediğini ve inşaat sektörünü zor günlerin beklediğini gözlemliyorum.

Geçen yıl ilk çeyrekte ipotek tesisi yolu ile gerçekleşen konut ilk satış rakamı yaklaşık 48 bin civarıda olmuştu, bu yıl 42 binde kaldı.

Geçen yıl ilk çeyrekte ipotek tesisi yolu ile gerçekleşmiş konut ikinci el satış rakamı yaklaşık 67 bin civarında olmuştu, bu yıl 54 binde kaldı.

Rakamların dışında benim dikkatimi çeken başka faktörler de var. Müteahhitlerin yakınmalarını kast etmiyorum. O her zaman var.

Ancak gerçek olan birinci faktör piyasada bankaların konut kredisi faizlerini düşürmesi isteğinin giderek artması talebidir.

İkincisi de medyada konut ilanlarının abartılı şekilde artması ve konuyla ilgili haberlerde gene çok abartılı şekilde ve inandırıcılıktan uzak bir şekilde konutların nasıl taze simit gibi satılıverdiğinin anlatılmasıdır.

Bu iki faktör sektöre positif ivme kazandırmak için gösterilen lobi çalışması ve beyin yıkama gayretlerinden ibarettir.

Özellikle yabancı alıcılar için ülke coğrafyasının içinde bulunduğu terör tehlikesi inşaat sektörünü de turizm sektöründe olduğu gibi negatif etkilemektedir.

Yakın gelecekte bunun düzeleceği gibi bir sinyal alamıyorum.

Şimdi gelelim Bodruma.

Yarımada'da 15 binin üstünde bir sayıda konut fazlasının olduğu bir gerçektir. Her beldede terk edilmiş, yarım kalmış, uzun senelerdir ikamet edilip bakılmadığı için de artık kullanılmaz hele dönüşmüş yapılar gözümüzü ve moralimizi rahatsız ediyor.

İnşaat firmalarının ve emlakçilerin normal üstü sayıda yer alması akla çarşıdaki aynı malı satan yan yana açılmış ve birbirini çelmelemeye çalışan dükkanları getiriyor.

Bodrumda kendine ev yapmak isteyen kişilere samimi olarak ve olumlu bir bakışla “hoş geldiniz” derken kısa yoldan köşeyi dönmek üzere yarımadada inşaatlar yapma hayalinde olanlara da buradan seslenmek istiyorum. "BİR DAHA DÜŞÜNÜN..."