İLETİŞİMDE TAMTAMIN EVRİMİ

İki ayak üzerinde dik yürüyebilen ilk insan dikkati çekebilmek ve yakın çevresine bir haber iletebilmek için kalın dal kütüklerini içi boş ağaçlara vurarak ekolu bir ses çıkartmaya çalışıyorlardı. İlerleyen yıllar içinde bu sese bir tempo vererek değişik anlamlar ifade etmeyi başardılar. Daha sonra Afrika’da tamtamlar çalınmaya başlandı. Değişik ritimler değişik anlamlar ifade ediyordu.

Amerika’da yerliler uzaklara duman yardımıyla haber iletmeye başladılar. Güvercinle haber iletmek popüler oldu.

Sonra uzun süre bir yenilik olmadı. Ta ki 1844 yılında Mors Alfabesi kullanılarak Baltimor'dan Washington'a tek cümlelik bir mesaj telgraf ile gönderildi. Aradan yarım asır geçti, 1907 yılında New York'ta ilk radyo yayını denendi.

Tamtamdan beri çok yol alınmıştı ama ticaretin gelişmesi için çok daha uzaklarla da haberleşmek gerekiyordu. Okyanusların altından telgraf teli geçirmek insanoğlunu tatmin etmemişti. Aradan bir yarım asır daha geçti. Seksenlerde teleks kullanılmaya başlandı. Frankfurt’taki küçük ofisimde akşam çıkmadan önce Japonya’ya satın alım taleplerimi teleksle gönderiyor, sabah geldiğimde cevapları bulunca çok mutlu oluyordum.

Aynı yıllarda bilgisayar diye bir aletten bahsedilmeye başlandı. İşe yarar bir programı kullanabildiğimiz bilgisayara ulaşabilmemiz için on sene kadar bekledik. Bu arada piyasaya fax denilen bir alet çıkınca teleksleri hurdacıya verdik.

Artık bilgisayar çağı başlamıştı ancak benim yaşımdakiler için biraz geç kalmış bir buluştu. Yaşıtlarımın bazıları çok çekimser davranıp pek bulaşmadılar. Ta ki facebook diye bir eğlence çıkıncaya kadar. Şimdi bilgisayarı en az kullanan yaşıtım bile facebookta yazılanları takip etmeye başladı. Peki bu yazılanlar ne kadar gerçekti? Bilgisayarlar aracılığı ile iletilen bilgilerin doğruluğunu kim kontrol ediyordu? Hiç kimse.

Bilgisayar ağı çöple dolmaya başladı. Aklına gelen bir şey uydurdu. İnanan binlerce kişi beğendi. Zırva haberleri çıkaranlar reyting yaptı. Bunun üzerine web üzerinde özellikle facebook sayfalarında adeta kim daha fazla palavra atabilir yarışması başladı.

Posta kutuma her gün yüzlerce çöp geliyor, reklam yaptığını sanan ve tanımadığı milyonlarca adrese mail gönderen zavallılara acıyorum. Gerçekten bundan bir şey çıkacağını mı hayal ediyorsunuz?

Siz eski günlere dönün, tamtam çalın, dumanla işaretler vermeye çalışın, aynı neticeyi alacaksınız. Kimse dönüp ne demek istediğinize aldırmayacak, sadece neden gürültü yaptığınız, neden çevreyi kirlettiğiniz sorgulanacak.

Bilgisayar aracılığı ile yanlış, aldatıcı, istenmeyen bilgi yayınların durdurulması için ne yapmalı. Bir çözüm olmalı…

Bence tamtamdan sonra bulunan en başarılı icat bu olacaktır.

“Peki cep telefonlarına gelen istenmeyen mesajlara ne demeli?” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Onun kanunu çıktı, cezası, yaptırımı var ama mesajları hiç utanmadan gönderilmeye devam ediyorlar. Yetkili mercilere sormak lazım, “neden kanunu uygulamıyorsunuz?”