“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...
Konu ile ilgili olanlarınız bilirler, her kurumun bir üretim ve hizmet konsepti vardır. Büyük markalar buna “Firma DNA”sı derler. Anlamı, o kurumun kalitesini sürekli kılmak için çalışanlarına verdiği kalite eğitiminin içeriğidir. Her firma piyasadaki yerini korumak, başarısını sürekli kılmak için ilk olarak müşteri memnuniyetini, sonra da hemen ardından çalışan memnuniyetini sorgular. Kendisine başarı yolunun haritası çizebilmek için bu bilgilere ulaşmaya çalışırlar. Aslında iki bilgi birbiri ile çok yakından ilgilidir. Çalışanı memnun olmayan bir işletmenin müşterisi de memnun değildir. Firma içindeki negatif enerji bir şekilde dışarıya taşar ve insanları etkiler. Bunu engellemek için çalışanların çok iyi eğitilmesi, firmanın kalite prensiplerinin çalışanlara aktarılması gerekir. İşte o zaman bir Firma DNA’sı ortaya çıkmaya başlar. Kuruma yeni gelenlere verilen eğitimin yanı sıra çalışan kıdemli personelin de davranışları o DNA’nın içeride yayılması ve kabul görmesini sağlar. Doğru DNA ile çizilmiş bir başarı planlaması firmanın sürekli olarak kalitesinin üst düzeyde kalmasını ve müşteri memnuniyetini beraberinde getirir.
Bence Bodrum Ticaret Odası Bodrum’un DNA’sını çıkartıp bunu yarımadanın amiral gemisi olan turizm sektöründeki firmalara tanıtmalıdır. Bununla da kalmayıp tüm sektörel kuruluşların bu prensiplere uymasını zorlamalı ve denetlemelidir. Bodrum’un kalitesini düşürecek her türlü uyanık (!) pazarlama tekniklerine derhal müdahale edilmeli ve o kurumlara daha sıkı bir denetleme getirilmelidir. Bodrum’a gelen yerli ve yabancı turistlerin şikayetlerini iletebilecekleri bir merkez kurulmalı, bu merkezin iletişim bilgileri birkaç lisanda tüm işletmelerde en önde göze çarpacak şekilde yer almalı, şikayetlerin hızla denetlenmesi ve giderilmeye çalışılması kalitenin süreklilik kazanması için önemlidir. Hakkında şikayet olan kurumların en kısa sürede sorunu çözmemeleri durumunda afişe edilerek cezalandırılmaları gerekir. Böylece Bodrum’un top yekun bir kalite hamlesi yapması sağlanabilir.
Şu günlerde sezonun sonu yaklaşırken kurumların yapması gereken en akılcı iş gelecek sezonu planlamaktır. Bilirsiniz, en kötü plan bile plansızlıktan daha iyidir. Bu durumda özellikle turizm sektörü ve çevresindeki her büyüklükteki kuruluşların geçen sezon ile ilgili olarak kendilerini sorgulaması, müşteri memnuniyeti ve çalışan memnuniyeti kavramlarını irdelemesi gerekir. Şimdi firmaları kendi DNA’larını çıkartması, bulgularını Bodrum DNA’sı ile karşılaştırması zamanıdır.
Ticaret Odamızdan beklentimiz de acilen bir Bodrum DNA’sı çıkartmasıdır.
“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...
TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...
90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...
Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...
SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...
BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...