“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...
80’li yılların yazarı Alvin Toffler, “Üçüncü Dalga” adlı
kitabında insanoğlunun üç devrim dalgası yaşadığını yazmıştı. Buna göre birinci
devrim insanoğlunun göçebelikten yerleşik düzene geçmesi ve çiftçilik yapması,
ikinci devrim tarıma dayalı ekonomiden endüstriye dayalı ekonomiye geçmesi,
üçüncü devrim de sanayiden bilgiye dayalı ekonomiye geçmesiydi.
Günümüzde henüz bilginin dağılış hızını takip edebilen
hiçbir kurum oluşmadı. Sağlıklı veya uydurma, her bilgi saniyeler içinde milyonlarca kişiye
ulaşıyor. Firmalar daha kurumsallaşamadan milyarlarca dolar değerine
çıkabiliyor. Örneğin daha bir buçuk yıl önce birkaç idealist genç tarafından
kurulmuş olan bir internet sitesi 1 milyar dolara başka bir internet sitesi
tarafından satın alınıyor. Büyük alıcının geçmişine baktığınızda da birkaç yıl
önce bir üniversite öğrencisi tarafından kurulmuş, şu anda 250 milyon
kullanıcısı olan ve rahatlıkla 1 milyar harcayıp başka bir siteyi alabilecek
güçte bir web sitesi olduğunu görüyoruz.
Anlamakta zorlandığımız konu ticaret kavramının
değişmesidir. Günümüzde bilgi satışından para kazanmak bizim gibi dinozorlar
için anlaşılır gibi değil.
Zamanımızdaki mal ticaretinde bir ürün satılır, karşılığında
bir para alınır ve her iki taraf yoluna devam ederdi. Örneğin arabanı satar
paranı alırsın. Alıcı, arabayı alır gider. Artık araban yoktur. Günümüzdeki
bilgi ticaretinde ise öyle olmuyor. Bilgiyi satıyorsun, bilgiyi alan yoluna
gidiyor ama bilgi hala sende kalmaya devam ediyor. Her iki taraf onu geliştirip
büyütmeye, çoğaltmaya ve tekrar satmaya devam ediyor. Böylece hızla ve her
seferinde misliyle artan bir ticaret ortaya çıkıyor. Kazançlar akıl alır gibi
değil. Çünkü bilgiye ulaşabilen ve onu kullanan insan sayısı inanılamayacak
kadar büyük. Yüzlerce milyon insan cepten konuşuyor, twitleşiyor, müzik
indiriyor, mesaj gönderiyor, tercüme yapıyor, bilgi araştırıyor v.s. Bütün bu
bedava gibi gözüken hareketlerden birileri para kazanıyor. Böylece önceden
hesap yapılması mümkün olmayan belirsizliklerle dolu bir ticaret şekli ortaya
çıkıyor.
Belirsizlik ortamı doğal olarak bu işi yapan firmaların
kendilerini de zor durumlara sokabiliyor. Bir zamanlar dev olan firmalar şimdi
yoklar. Elektronik piyasasındaki liderlik sürekli el değiştiriyor. Korkutucu
büyüklüklerde işçi çıkarımı haberleri duyuluyor. Borsada uzun vadeli yatırım
yapmak isteyenler için zor bir devre. Bilgiye dayalı firmaların sayısının çok
fazla olması, şirket geçmişlerinin sadece birkaç sene olması ve yaptıkları işin
tanımının kolay anlaşılamaması belirsizlikleri artırıyor. Tam olarak firmanın
ne yaptığı anlaşılamadığı için de borsada çok kaygan bir zemin oluşuyor.
Eskiden savunma sanayine yan ürün yapan firmalar çok
kazanırdı, günümüzde savunma sanayine yan bilgi yaratanlar çok para kazanıyor.
Ancak normal bir vatandaş tarafından ürünün tanımını okuyup ne işe yaradığını
anlamak mümkün değil. Firmanın iştigal mevzuunu anlayabilmek için bilgisayar
programcısı olmak lazım. Böyle bir bilginin kaça alınıp satıldığı tamamen arz
talep dengesine, rekabete ve zamanlamaya dayanıyor.
Eski zamanlardaki sanayi casusluğu artık bilgi hırsızlığına
dönüşmüş durumda. Şifreler kırılıyor, kopyalanıyor, el değiştiriyor,
geliştiriliyor ve birden bire önceden başka konularla uğraştığını bildiğiniz bir
firma elektronik devi olabiliyor. Birbiriyle patent kavgası yapmayan elektronik
firması yok gibi.
“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...
TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...
90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...
Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...
SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...
BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...