Dünya ekonomisinin GLOBALLEŞME trendine girdiği şu son yıllarda sosyal hayatımız da aynı etkiler altında evrim geçirmekte.

İletişimin bu kadar kolay olması, dünyanın en uzak köşesindeki ilgisiz olayları dahi anında duymamızı sağlıyor. Bilgi dağılımının bu kadar hızlı yapılabilmesi doğal olarak ülkelerin, insanların gelişimini de hızlandırdı. Artık çocukların, çalışanların, yöneticilerin eğitimi daha hızlı ve sonuca odaklı olarak yapılıyor.  

Dünya hızla gelişirken ne yazık ki biz henüz meselelerimizi halledememiş durumdayız. İletişimi eğitim ve gelişme için değil, boş dedikodu için kullanıyoruz.

Dünya çocukların eğitimini internet üzerinden veriyor, biz hangi kitapları okutacağımıza karar veremiyoruz.

İşletmeler masanın üzerinden kağıdı kaldırdı, tüm iletişim ve eğitimi elektronik ortama taşıdı, bizde bunu gerçekleştirebilen firma sayısı çok az.

Dünyada çalışanların kalitesini yükselterek verimliliği ve kazancı artırma yönünde önemli adımlar atılırken, biz yolun daha başındayız.

Ne yapmalı?

Her şeyi devletten beklemek gibi eskiden kalma kötü bir alışkanlığımız var. Sadece ekonomide değil eğitim, sağlık, spor vs tüm alanlarda işler iyi gitmediği zaman “devlet desteği” istemek en kolay kaçış yolu olarak görülüyor.

Peki ülkemizde faaliyet gösteren Sivil Toplum Örgütleri ne yapıyor?

Globalleşmekten vaz geçtim, bari bulundukları bölgeyi kalkındırmak, çağdaş bir yaşam formunu hayata geçirmek için çalışmaya başlasalar. Ayda bir kere toplanmakla bir misyon yüklenmenin mümkün olmadığı meydandadır.

Ülkenin geleceğinin genç kuşakların elinde olduğunu dikkate alarak STK’ların da gençleşmesi, hızlanması ve kuruluş amaçlarını daha hızlı hayata geçirmelerini, böylece ülkenin ekonomik ve sosyal hayatında daha etkin rol almalarını diliyorum.