Kısa ve net olarak öncelikle şunu yazmak istiyorum: KIŞ SAATİ UYGULAMASI diye bir şey yoktur. Yaz Saati uygulaması vardır. Kış saati o ülkenin yer aldığı meridyene bağlı olan gerçek saatidir.

Yaz saati uygulaması güneşin erken doğmasından faydalanarak enerji tasarruf etmek için bulunmuş yapay ve geçici bir metottur.

Ülkemiz coğrafi konumu itibariyle “Doğu Avrupa Zaman Dilimi” içinde yani UTC+2 konumundadır. (İng. “Coordinated Universal Time” – Eşgüdümlü Evrensel Zaman). Bu konuma aynı meridyenin içinde kuzeyde Helsinki’nin, güneyde Kahire’nin içinde olduğu gibi ülkeler yer alır.

Yaz Saati uygulamasına geçildiğinde bir meridyen doğuya kayarak UTC+3 konumuna geçeriz, bu konumda da kuzeyde Moskova’nın güneyde Bağdat’ın içinde olduğu gibi ülkeler yer alır. Bu bizim için yapay bir konumdur, kış gelince esas saatimize geri döneriz.

Türkiye’nin Eşgüdümlü Evrensel saati Kocaeli, Adapazarı, Bilecik, Kütahya, Afyon, Burdur ve Antalya’dan geçen 30. Meridyene bağlıdır. UTC+2 olarak tanımlanır.

Yaz saati uygulaması sırasında Iğdır’ın batısından geçen 45. Meridyene bağlanılır ve bu zaman dilimi UTC+3 olarak adlandırılır. Türkiye 1972 yılından başlayarak yaz aylarında “Yaz Saati” uygulaması yapmıştır.

8 Eylül 2016 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile daimi olarak bu saati kullanacağımız ilan edilmiştir. Bu hatalı bir karardır. Türkiye'nin yerel saati UTC+2’dir. Pratik olarak İngiltere’nin iki, Avrupa’nın bir saat ilerisinde bulunuruz. Yaz saatini sabitlersek İngiltere’nin üç, Avrupa’nın iki saat ilerisinde bulunmaya devam edeceğiz.

Bunun ekonomik bir anlamı olduğunu iddia edenlerin tekrar hesap yapması gerektiğini düşünüyorum. Yani bütün dünya akılsız, biz akıllı mıyız? Onlar yaz saatini, güneşin uygun zamanlarında kullanıp sonra gerçek saatlerine geri dönüyorlar, biz daha iyi hesap yaptığımızı iddia ederek dönmüyoruz. İnanılır gibi değil…

Bu uygulamayı başlatanlar hem bir daha hesap yapmalılar hem de halkın sesine kulak vermeliler.