GÜVENMEK

İlk satırda belirteyim, yazının başlığının politika ile ilgisi bulunmamaktadır çünkü tüm dünyada politika bilimi giderek insanların güvenini kaybetmektedir.

Benim GÜVENMEK hakkında aşağıda yazacaklarım sadece ticaret bilimi ile ilgilidir ama dikaktlı okurlarsa politikacılar da faydalanabilirler...

Ticaret hayatında bir markanın oluşması ve ait olduğu piyasada güven uyandırması için zaman faktörünün dışında TANITIM, PAZARLAMA, SATIŞ gibi ilk adımlar vardır.

Bir marka pazara çıkarken TANITIM için ilk olarak önce kurumsal bir kimlik sahibi olmaya çalışmalı, ardından piyasayı bilgilendirmeli ve hedef kitlenin ilgisini çekebilmelidir.

Bu adımların ardından PAZARLAMA safhası gelir. Hedef kitle bilinmektedir, onlara ulaşabilmek, ürün hakkında bilgilendirmek ve ürünü almaya hazırlamak için bir strateji belirlenir.

Sonunda SATIŞ safhasına gelinir. Kalite seviyesi ve doğru fiyatlandırma yapılmıştır, rekabet faktörü bilinmektedir, piyasaya çıkılırken hedef kitle için özel ayrıcalıklar hazırlanır, satış ve satış sonrasında müşteri memnuniyeti dikkatle izlenir.

Bütün bunlar doğru olarak yapılabilse başarılı olmaya yeter mi? Yetmez.

Başarılı olmak için gözle görülemeyen, elle tutulamayan bir GÜVEN faktörü vardır. Bu faktör bir çarpan olarak yukarıdaki işlemlerin sonucuna matematik olarak etki yapar. Güven 0 (sıfır) ise yukarıdakilerin toplam notunu sıfırla çarparsınız elde kocaman bir sıfır kalır.

Güven faktörünü sıfırdan daha büyük sayılara çıkartabilmek için aşağıdaki birbirine bağlı elementleri doğru uygulamak gerekmektedir.:

·         Gerçekçi Hedef - Doğru Plan - Etkili Kararlar

·         Organizasyon – Operasyon ve bundan doğan Motivasyon

·         Bilgilendirme - Koordinasyon - Destekleme

·         Karar Alma - Sorun Çözme - Yaratıcılığı Teşvik – Yetkilendirme (delege etme)

·         Kontrol - Denetim - Değerlendirme - Ödüllendirme

·         Eğitim Verme - Motivasyon Sağlama – Çalışan Memnuniyeti

·         Performans Değerlendirme - Uygun Dozu Ayarlama

·         Problemleri Çözme – Kriz Ortamında Yönetim.

Bu adımlar bir günde oluşmaz, zamana ve profesyonel eğitimcilere ihtiyaç vardır ama sonunda müşteriniz olmasa bile insanlar sizin markanıza saygı gösterirler. İşte o zaman başarılı olduğunuzu anlarsınız.

En çok tanınan Alman araba üreticisi bir marka, her yıl ülke içindeki pazarlama operasyonlarında en alt sırada yer alan yüzlerce elemanını işten çıkartır, yerine yeni gençleri eğitir. Sebebi şöyle açıklanmaktadır: Bu markayı satmak için müthiş bir pazarlamacı olmak gerekmez. Önemli olan markanın dünyanın en güvenilir ürünlerinden birini temsil ettiğini farkında olmak ve ONA GÖRE DAVRANMAKTIR.

Dünya çapında yapılan araştırmalarda son yıllarda Japon arabalarının arıza yapma yüzdesinin çok düşük olduğu belirlenmektedir ancak hala güvenilirlik denildiğinde o Alman markasının adı ön planda anılmaktadır.

Bu örnekte olduğu gibi “o markayı kullanmayanların bile saygı duyduğu” bir konuma gelmek için çaba harcamalı, başarıda süreklilik sağlamalı ve her şeyden önce KENDİNİZE GÜVENMELİSİNİZ.

Kısacası güvenilir bir marka olmanın birinci adımını siz kendi kendinizi geliştirerek atabilirsiniz.

Başarılar dilerim.