Yarımadayı gezerken biraz dikkatli bir gözle bakarsanız kıyıda köşede kalmış, sıvaları dökülmüş, demirleri paslanmış, cam boşlukları kör gözler gibi bakan zavallı çirkin yapılar görürsünüz.

Kim bilir ne ümitlerle projeler yapılmış, kaynaklar temin edilmiş (en azından hayal edilmiş) ve temeller atılmıştır diye düşünürsünüz.

Çok acımayın. İnşaatın yarım kalmasının sebepleri sizin düşündüğünüz gibi üzücü olaylardan değil de daha çok cin fikirli olmaktan geçmektedir.

İnşaat başlamadan tasdik ettirilen projelerle gerçek inşaat arasında ortaya çıkan farklılıklar işin durdurulmasına neden olmuş olabilir.

Veya iş planlanırken beklenen yatırımcılar işin tehlikeli boyutlara ulaşması yüzünden sözlerini tutmamış olabilir.

Planların tutmaması, hayallerin suya düşmesi, yatırılan paraların toprağa gömülmesinin kişilere verdiği zararın daha büyüğünü Bodrum Yarımadasının imajı çekmektedir.

Turizm sezonu gelip, son yağmurlar yağıp bulutlar dağılıp güneş açtığında gelen turistler o çirkin beton yığınlarının önünden geçerken başka taraflara bakma ihtiyacını duyacaklardır.

Ülkemizin güzelliklerini çirkinleştirmeye kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum.

Ne yapmalı? Her şeyi yıkıp baştan mı yapalım???

Projeyi tasdik eden kurum inşat başladığında atılan temellerin projeye uygun olmadığını göremiyor mu? Projeyi hayata geçirmeyi hayal edenler finans güçlerinin bu işi bitirmeye yetmediğini hesaplayamıyor mu?

Yanlışlıklar komedyası sonunda ortada yıkılamayan, temizlenemeyen bir çirkinlik kalıyor.

Yok mu bunun bir çözümü? Bodrumu kirletmek  bedava mı?