Emeklilik yaşı yaklaşınca İstanbul’un can çekişen vahşi hayatından kaçanların sayısı artıyor. Bodrum’un onlara sakin ve büyük şehirlere oranla daha kolay bir yaşam şansı vereceğini düşünüyorlar. Ancak kazın ayağının öyle olmadığını zaman içinde yaşayarak öğreniyorlar.

Katıldığım veya kulak misafiri olduğum sohbetlerden anlayabildiğim kadarıyla bizim gibiler için işi şakaya vurmaktan başka çare kalmamış. İşte o şakalarda birkaç satır:

*”Bodrum Pazar yerinin altında petrol çıkmış.”  “Sahi mi, nereden duydun?” “Duymadım tahmin yürütüyorum, haftalardır kısacık yolu yapmadıklarına göre (yapamadıkları demeyi utanç verici buluyorum) mutlaka bunun altında önemli bir para işi olmalı. Olsa olsa zeminden petrol çıkmıştır diye düşündüm.”

*”Ben lokantaya gittiğimde İstanbullu olduğumu söylemiyorum.” “Neden?” “Çünkü İstanbulluları yolunacak kaz yerine koyup, dolaptaki hepsi aynı boy fabrikasyon levreklere “deniz levreği” diye astronomik fiyat çekmeye çalışıyorlar. Denizden birbirinin aynı boyda on tane levrek çıkar mı?”

*”Bazı minibüslerin geçiş üstünlüğü olduğunu sanıyorum.” “Neden?” “Konacık Jandarma kavşağından sola (eski Alman Hastanesine) doğru dönmek için arabalar sıraya dizilip beklerken o ayrıcalıklı minibüsler sağdan gelip trafik lambalarını da geçip sıranın en önüne geçiyor, ışık yanınca da tam sola sapıp ilerlerken Şok Marketin yanında durup yolcu indiriyorlar, tabii arkada trafik perişan. Korna çalana da el işareti yapıyorlar, kimse korkudan bir şey yapamıyor. Bunların kesin bir bildikleri var…”

*”Yağmur yağınca hangi mahalleleri sel basacağı konusunda bahis oynayanlar varmış duydun mu?” “Nereden biliyorlarmış?” “”Geçenlerde medyada Muğla Belediyesinin bütün dere yatakları ve mazgalları temizlediği haberi çıktı ama bizim mahalleye uğrayan olmadı. Henüz geçen seneki gibi bir yağmur da yağmadı.Tam bahis oynanacak konu işte.”

*”Karayollarının planlamasının başında araç kullanma ehliyeti olmayan birsinin oturduğunu düşünüyorum.” “Neden?” “İşim gereği her gün Havaalanına doğru giderken Rixos Otelini geçince sola geri dönmem gerekiyor. Orada bir U dönüşü yeri yapılmış ama dönüşü yapacak araçlar için kısa da olsa bir ek şerit yapılmamış, hızla akan bir yolun sol şeridinde yavaşlayıp sola dönmeye çalışmak büyük tehlike yaratıyor, arkadan gelenlerin acıması yok… Dikkat ettim, aynı yolda bu şekilde ek şerit gereken başka noktalar da var, ortada da boş duran geniş bir refüj var, koca Karayolları böyle bir hatayı nasıl yapar, herhalde projelendirmenin başında araç kullanmamış biri var diye düşündüm!!!”

 *”Bitez’de yollardaki asfaltı kazıdılar yeniden dökecekler ama iş durdu, sanırım piyasada asfalt kıtlığı var.” “Neden?” “Normal olarak yol asfalt dökmek üzere hazırlandıktan en geç bir gün sonra iş biter, burada günlerdir hareket yok. Acaba ne bekliyorlar, Çin’den asfalt mı gelecek?”

*”Biliyor musun, Konacık’tan Bodruma doğru giderken Hastane kavşağında sola (hastaneye doğru) sapmak isteyen arabaların özel yapım ince şasi olması gerekiyor…” “Bu da nereden çıktı?” “Çünkü sola sapmak için ayrılmış olan şerit sadece yarım arabanın sığabileceği genişlikte bırakılmış, buna karşılık yolun sağ tarafında, sağdan gelip en öne geçmek isteyen, kendini uyanık zanneden büyük şehir şoförlerinin kullandığı işe yaramaz bir şerit daha var. Planlamayı yapanı da, yola şeridi çizeni de kutluyoruz.”

Buradan Bodrum’a yerleşip huzur içinde bir emeklilik yaşamayı hayal edenlere sesleniyorum. Bodrumda yaşamak için gülümsemeyi öğrenmeniz lazım, burada stres yok, sadece saçmalıklar var.