Müşterisi olsun veya olmasın,  ticaret yapan tüm kuruluşların, faaliyetleri, hedeflerine erişmeleri, iş sonuçları üzerinden etkisi olan veya olabilecek olan tüm tarafları dikkate almaları ve onları tatmin etmeleri  kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bunu ben demiyorum, bu durum işin doğasında vardır. Tüm ilişkiler  için doğrudur bu üstelik.

Yıllar önce  bir firmada bulunmuştum iş gereği. Internet üzerinden satış yapan, türünün ilk örneklerinden biri idi ve sağlam adımlarla yürüyor gibiydi. Sabahtan akşama kadar yaptığımız toplantıda firmanın kurucusu ve iki yöneticisi ile çalışmıştık. Sonra aradan yıllar geçti, bir daha yolum düşmedi o firmaya  ama  ne yerini unuttum ne de faaliyet alanlarını.

Bizim evde 3 kedi yaşıyor, iki de verandada var ek olarak. Evinde kedi besliyorsan tüylerle nasıl başedileceğini bilmek gerekir.  Biz de bunu evinde  obur bir labrador retriever besleyen ağabeyimizden öğrendik: tüy toplayan rulo!. Bu tüy toplayan rulolar çeşit çeşit, ücretleri de öyle.

Deneye yanıla biz de en iyisini bulduk. Ikea’nın ürettiği Bastis marka tüy toplayıcılar hem iyi hem de ucuz. Ancak Ikea bize uzak, bayağı uzak hem de.  Bastis ve Ikea’yı Internette yaptığım araştırmadan buldum. Uzaklık nedeniyle araştırmaya devam ederken aklıma yukarıda bahsettiğim firma geldi. Internet’ten arayıp doğruladım adreslerini ve bir ara gidip o firmadan tüy toplayıcı rulolardan aldım; çok memnun kaldık. Evde 3 kedi olunca rulolar çabuk bitiyor, yine almak gerekti bu hafta.

Bir akşam işten dönerken uğrayıverdim İzmir AOSB küçük ölçekli firmaların bulunduğu alandaki adrese bir umutla; bir umutla diyorum zira saat 18.00’i geçiyordu. Akşam sıcağında firmanın bahçe kapısının önüne arabayı park ederken küçük bahçede bir trans paletle kolileri taşımaya çalışan genç bir adam beni gördü. Sağ taraftaki camı indirip derdimi söyledim seslenerek. Gülerek arabaya yaklaştı ve herkesin gittiğini söyleyerek ne istediğimi sordu tekrar. Söyleyince de yanıtı şöyle oldu ” Ben getireyim size sonra halledersiniz”. Apışıp kaldım bir anda. ” Olur mu öyle? ” falan derken o binanın açık kapısından içeri kayboldu ve biraz sonra elinde rulolarla geri geldi : “Bunlar mıydı istediğiniz? ” Evet onlardı ama onlar yedek  rulolardı, bir de sapa takılı rulo lazımdı. Bunu söyleyince yine binanın içinde kaybolurken arkasından seslendim ” ikinci katta onlar” Az sonra elinde yine istediğimle geri döndü. E, güzel istediğimiz aldık da bunun ücreti var, ödemesi var, içeride çalışan yok ve adamın birisi bana bunları teslim ediyor sonra ödersiniz diye!…Ben nasıl olsa bunu öderim de, buradaki bir çalışan nasıl oluyor da kendi kendine ücretini almadan ürün teslim ediyor? Kimin malını kime veriyorsun? Bu tür sorular beynimde uçuşurken bir yandan konuşmalarımız sürdü. Ve birden ortaya çıktı ki ben firmanın sahibi ile konuşuyormuşum!  Hani şu akşam sıcağında trans paletle bahçede koli taşıyana genç adam! Adını söyleyince  yıllar öncesinden sima ve isim silik de olsa geri geldi; evet o!  Yıllar önce  tanımış olduğum diğer  isimler de  ortaya dökülünce (hala ortada yönetici olarak çalışıyorlarmış) durum aydınlandı: http://www.hammaddeler.com’unkurucusu karşımda idi.

Buraya kadar güzel, güzel de hala ödeme yapmadım ve yapamıyorum çünkü mağaza aslında kapalı! Şirketin sahibi yıllar önce beni sadece bir gün görmüş; e ne olmuş görmüş de? Ben sadece yıllar önce bir gün gördüğü bir insanım neticede.

” Sonra bir ara uğrar ödersiniz, önemli değil, arkadaşlar faturanızı hazır ederler. Soy adınız ne idi?” diyerek uğurladı beni patron ve bahçeye trans paletinin başına döndü. Ben de ağzım kulaklarımda eve döndüm rulolarımla.

Ertesi gün uğrayıp ödemeyi yaptım.

http://www.hammadeler.com.

Tavsiye ederim.