TAŞI TOPRAĞI ALTIN OLAN ŞEHİR




TAŞI TOPRAĞI ALTIN OLAN ŞEHİR

Şehircilik açısından bir kaos olan İstanbul, yerin altında kendisini bekleyen deprem riski ile Türkiye'nin başına dert açacak gibi gözüküyor.

Sosyal hayatın, eğitimin, sanayinin, ticaretin, ulaşımın, iletişimin, bankacılığın, sigortacılığın ve bunun gibi can alıcı hemen tüm sektörlerin başkenti olan İstanbul, olası bir doğal afetle karşılaşırsa neler olur?

Düşünmesi bile insanı endişelendiriyor.

Üç imparatorluğa başkent olma özelliği taşıyan öyle bir şehir düşünün ki:

Ülkenin sanayi gücünün üçte biri sınırları içinde olsun...

İthalatın %40'ı ve ihracatın %46'sı buradan yapılsın...

Ülkenin en büyük 100 sanayi kuruluşunun 42'si sınırları içinde olsun...

Ülkenin 500 kuruluşunun 250'si sınırları içinde olsun...

Şehrin ülke GSMH içindeki payı %23'yi aşsın...

Ülkede toplanan toplam verginin %45'i bu şehirden toplansın.

Özel bankaların hepsinin genel müdürlükleri ve Türkiye'deki toplam banka şubelerinin %21'i bu şehirde bulunsun...

Banka mevduatlarının %35'i ve kredilerin %33'ü bu şehirden kullanılsın...

Bu şehir tarih ve kongre turizmi ile ülke hava taşımacılığının merkezi olsun...

Bütün bunlara ilave olarak yönetimlerin hedefleri arasında bu şehri dünya çapında bir finans merkezi yapma çalışması da bulunsun...

Yukarıdaki veriler ve bilgiler tehlikenin ne kadar büyük olabileceğini matematik olarak ifade ediyor.

Deprem uzmanları tarafından ön görülen tehlikenin sadece yarısı bile gerçekten İstanbul'un başına gelirse Türkiye yıllar boyu bu hasarı tamir edemez.

Bugün yaşadığımız ortamı dikkate alırsanız olası bir felaketten sonra insani yönden dışarıdan gelecek hiç bir yardım şehre giremeyecektir. Çünkü günümüze kadar plansız programsız yapılaşma sonunda şehir bu halinde dahi ulaşım açısından kitlenmiş durumdadır. 40 yıl gecikmeyle yapılan metrolar, tüneller, köprüler şehir trafiğini açmaktan çok uzaktır. Şehir içinde çarpık yapılaşma sonucu oluşmuş olan huniler, trafiği kitlemektedir. İnsanlar normal bir günde işe gidip dönebilmek için 2-3 saatlerini yolda geçirmektedirler.

Sanayileşmeyi şehir dışına çıkartma çabaları şehrin büyüme hızından daha küçük kalınca şehir muazzam bir hızla büyüyerek bir zamanlar uzak sayılan bölgeleri de yutmuştur.

1999 depreminden ancak yıllar sonra uygulanmaya çalışılan "Zorunlu Deprem Sigortası" ve "Yapı Denetim Sistemi" çalışmaları da insanları uyandırmaya yetmemiştir.

Artık binaları yıkıp yaparak günü kurtarmaya çalışan müteahhitler dışında İstanbul’un “Taşı Toprağı Altın” değildir.

Düşüncelerimi sadece problemleri sıralamak değil, aynı zamanda naçizane çözüm de üretmek çabamla her yazımın sonunda sorduğum gibi "Ne yapmalı?" sorusuna bu sefer verecek cevap bulamıyorum.

Ya siz?   

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI