MUHTEŞEM ORGANİZASYON

MUHTEŞEM ORGANİZASYON



Hafta sonu neşesi olarak Aziz Nesin tipi bir mizah yazısı yazmak istedim. Daha önceleri başlayıp bazısını tam bitiremediğim, bazısını da bitirip nedense yayınlamadığım yazılarıma bakarken aralarında Bodrum’da belediyeler birleşmeden önceki antik tarih zamanlarında karalanmış birinin bu gün okunduğunda mizah yazısı olarak değerlendirileceğini gördüm. Yazı şöyle:

Oturduğumuz eve gelen yol kargacık burgacık, engebeli, çukurlu, artık asfalt yol denecek hali kalmamış bir haldeydi. Mahalledeki emekli (her şeye muhalif) kişiler belediyeye sürekli olarak şikayette bulunuyorlardı ama ne gelen vardı ne de giden.

Bir gün beldenin belediye başkanı halkla ilişkiler müdiresini yanına çağırdı ve belde halkının memnuniyetini sordu. Müdire, kendisinin ne kadar muhteşem bir başkan olduğunu ifade eden uzun bir tirattan sonra birkaç kendini bir şey zanneden emekli muhaliflerden gelen yazılardan da bahsetti. Başkan emir verdi: “derhal halkımın şikayetlerini değerlendirin ve hal yoluna gidin.”

Bunun üzerine yollardan sorumlu bölüm asfalt dökmek için hazırlıklara başladı, başkan önüne gelen kağıdı birkaç gün beklettikten sonra hemen imzaladı ve işlem başladı.

Halk yola asfalt döküldüğü için mutlu olmalıydı ancak emekli muhalifler, fırsatçı medyaya bir buçuk yılda ancak bir reaksiyon gördüklerini anlatıyorlardı.

Asfalt döküldükten iki gün sonra belediyenin kanalizasyon işlerinden bir kamyon dolusu yetkili (işçi) geldi ve kazma küreklerle yolda bir çukur açmaya başladı. Merak edip soranlar oldu, meğer orada bir su kaçağı varmış, yol onun için bir yıldır ıslakmış, başkan tamir emrini geçen gün imzalayınca ekip derhal harekete geçmiş. Kaçak tamir edildi, kazılan çukur toprakla dolduruldu, üstüne taşlar konarak arabaların geçebileceği kadar sağlamlaştırıldı.

Bir hafta sonra elektrik idaresinden yetkililer gelerek yolda uzunlamasına bir çukur kazdılar ve yol boyuna kazmaya devam etmek için de bir kazıcı inşaat makinesi getirdiler. Çevre halkı şaşkındı. Şimdi elektrik hatlarının yer altına indirilme projesi başlamıştı.

Artık asfaltın düzgün bir tarafı kalmamıştı. Her şeye muhalif emekliler bunun ne plansız bir iş olduğunu fırsatçı medyaya fısıldadılar.

Başkan halkın her şeye bir kulp takmasından sıkıldı ve buna bir çözüm üretilmesini emretti. Düşünen birkaç üye tarafından bütün birimlerin aksiyon planlarını denetleyecek bir koordinasyon bölümü kurulmasını tavsiye ettiler. Başkanın tam bu işe uygun düşen bir sınıf arkadaşı vardı, onu işe aldılar, o da iki gün içinde kendi ahbap çavuşlarından bir kurul oluşturdu.

Koordinasyon Kurulu işe başladığının haftasında beldeye yeni döşenen temiz su hattı patladı. Anında tamir edildi ama yolda bir çukur daha açılmıştı. İşin kötüsü turizm mevsimi gelmiş, turist otobüsleri o yollardan geçerek otellere yolcu taşımaya çalışıyorlardı. Otobüs tarlada gider gibi sallandıkça turistlerin korku dolu bakışlarını dışarıdan izlemek mümkündü.

Başkanın kankası olan otel sahiplerinden biri turistlerin memnuniyetsizliğini iletince başkan koordinasyon gurubunu denetleyecek bir koordinasyon CEO’su işe almak zorunda kaldı. Artık belediyede koordinasyonsuz iş yapılamıyordu. Aslında artık hiçbir iş yapılamıyordu çünkü belediyeye bağlı olan veya olmayan kurumların hiçbiri gereken planlarını paylaşmıyordu. Bunun nedenleri birkaç iş yapmaya hevesli kurul üyesi tarafından araştırıldı. Planlar paylaşılmıyordu çünkü ortada bir plan yoktu.

Seçimler yaklaşıyordu. Başkan bütün cesaretini toplayıp (kurulları ve CEO’yu hiçe sayarak) yolların tekrar asfaltlanmasını emretti.

Turist mevsiminin tam ortasında iş makineleri yolları kapattı ve beldede muazzam bir asfaltlama çalışması başladı. Artık her şeye muhalif emeklilerinde, fırsatçı medyanın da söyleyecek bir lafı kalmamıştı. Bu kadar saçmalık bir arada görülmemişti.

Ortalık sakinleştikten sonra başkan arazide teftiş yapmak isteğinde bulundu.

Asfaltlanan yolları arabayla gezdi. Evet, sağda solda gene birileri çukurlar kazmış, halkın acil sorunlarını gidermeye çalışmıştı ama zaten görülebildiği kadarıyla ahalinin yola falan baktığı da yoktu. Zaten ne kadar yaparsan yap ilk yağmurda yollar dere yatağına dönüşüyor, bütün emekler boşa gidiyordu.

Millet de konuyla birinci derecede ilgilenmiyordu, aslında onlar geçim derdinde, çocuğunu okutma derdinde, sağlık derdindeydi.

Başkan bütün bu işlerden yorulmuştu. “Şu belediyeleri bir birleştirseler de ben de kazasız belasız emekli olsam” diye düşündü. Ne yapsa halka yaranamıyordu. “Eski günler ne güzeldi” diye aklından geçirdi, “ne yol vardı, ne turist, ne de emekli muhalifler, hayat o zamanlar çok güzeldi…”

 

  

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI