KANAYAN GİZLİ YARA: İŞSİZLİK

KANAYAN GİZLİ YARA: İŞSİZLİK



2016 yılında Türkiye’de işsiz sayısı resmi rakamlara göre 3 milyon 332 bin kişi ama gerçek işsiz sayısı 18 milyon 782 bin kişi.

Bu rakama nasıl ulaştığımı merak ederseniz açıklaması şöyle: İş bulsa çalışmaya başlayabilecek olduğu halde son dört haftada aktif olarak iş aramamış olanların sayısı 2 milyon 419 bin. Toplayınca rakam 5 milyon 751’e yükseliyor.

Çalışmayan ama iş de arayamayan ev kadınlarının sayısı 11 milyon 101 bin kişi. Toplarsak işsiz sayısı 16 milyon 852 bine yükseliyor.  

Buna mevsimlik işsiz sayısı ile geçerli bir nedeni olmadığı halde iş aramayanaları de eklersek 18 milyon 782 bine yükseliyor.

Bu da ülkemizdeki işsizlik oranını %40.83’e yükseltiyor. (Rakamlar Dünya Ekonomi Gazetesinden alınmıştır)

Bu ürkütücü bir analiz. Daha hesaplanamayan bir kitle var ki işin asıl vahim boyutu orada gizli. O da çalışmakta olan ama işinden memnun olmayan, zoraki olarak, sırf işsiz dolaşmamak için, geçim kaygısıyla çalışmak zorunda kalan kesim. Ki bu rakamın çok büyük olduğunu sadece etrafınızdaki insanları gözlemleyerek anlayabilirsiniz.

Evet bu, istatistiklere geçecek akademik bir analiz değil ama katı bir gerçek.

Gençlerimizin Üniversiteden mezun olunca okuduğu branşta tatmin edici bir iş bulma şansı nedir? Bu oranın hiç de tatmin edici olmadığını şahsi tecrübelerimizle biliyoruz. Pekiyi, bunu düzeltmek için yapılan bir çalışma var mı?

Ben üniversiteden mezun olalı 45 yıl geçti, bir çözüm olsaydı, bu güne kadar bir şeyler düzelirdi herhalde…

Batılı ülkelerle bir karşılaştırma yapmak istemiyorum. Bu elmalarla armutları karşılaştırmak gibi olacak. Aramızda öyle bir anlayış farkı var ki, onların sistemlerini ülkemizde uygulamak mümkün değil. Arayı kapatmamız için yüz yıl da yetmeyecek gibi gözüküyor. Hele son yıllarda giderek batıdan kopmamız eğitim konusunda bizi daha da geriye düşürüyor.

Ailelerin ne pahasına olursa olsun çocuklarını yurt dışında okutma çabaları bizi tekrardan düşünmeye itiyor. Demek ki yurt içi eğitim yeterli değil. İstediğin kadar yeni üniversite aç, istediğin kadar yüksek öğrenim gören genç sayısı artsın, onlara tatmin edici bir iş bulamadığın sürece buna başarı demek içimden gelmiyor.

Ne yapmalı?

Sizce???

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI