DUMAN ADLI BİR KEDİ

DUMAN ADLI BİR KEDİ

Akşam vakti eve geldiğimizde balkon kapısının önündeki saksının içinde kıvrılmış bir kedi gördük.



Kısa gri tüylü, kocaman parlak gözlü cins bir görüntüsü vardı. Ailecek bütün gün çalıştığımız için evde bakacak halimiz olmadığından ilişmek istemedik.

Ertesi gün kedi hala oradaydı.

Sonraki gün kısa bir İstanbul seyahatine çıktık. Üç gün sonra döndüğümüzde kedi hala oradaydı ama gözlerinin ışığı azalmış, aç ve bitap bir görüntüsü vardı.

Tanıdığımız bir veteriner vardı, onu aradık, motoruna atladı geldi. “Bu British Shorthair denilen cins bir ev kedisi sokakta yaşayamaz ama çok aç ve bakımsız, eve almak zorundasınız, o sizi seçmiş bir kere” dedi.

İlaçlar verildi, bakımı yapıldı ve Duman bizim eve yerleşti. Komşulara sorduk, acaba bizden önceki kiracının kedisi olabilir miydi? Ama kimse kediyi tanıyamadı.  

Sadece tavuk etli mamalardan hoşlanıyor, başka bir şey vermeyi denediğimizde “benimle dalga mı geçiyorsunuz” gibi küçümseyici bir bakış atıyordu, utanıyorduk.

Kendisi istediği zaman onu sevebiliyorduk… Ara sıra kapı açıkken gelip dışarıya bakıyor, havayı kokluyor, sonra geri dönüp sepetinin içine kıvrılıp mutlu bir şekilde yalanıyordu.

Ben tatil günlerinde koltuğa uzanıp kitap okurken zıplayıp karnımın üstüne oturuyor, gözlerini dikip yüzüme bakıyordu. Ürkütücüydü ama en yakın sevgi gösterisi bundan ibaretti.

Sonra küçük kızım evlendi ve İstanbul’a taşındı.

Duman bize küstü. Bütün gününü kızımın yatağının üstünde geçirmeye başladı. Sadece yemek ve tuvalet için kalkıp sonra gene gelip orada yatıyordu.

Ben bilgisayarımı kızımın boşalan odasına taşıdım, yattığı yerden bana dik dik bakıp duruyordu.

Sonra tekrar kısa bir İstanbul seyahatine çıktık ama büyük kızım evde kalacaktı. Onun işte olduğu bir gün tuvaletin üstten açılan camına tırmanmış, sinekliği parçalayıp dışarı kaçtı. Bir daha dönmedi.

Bütün komşuları haberdar ettik, mahalleyi aradık, izine rastlayamadık. Her kafadan bir ses çıktı, tavsiyede bulunan çokbilmişleri dinlemekten sıkıldık.

Biz o huysuz kediyi sevmiştik. Kendi kendimizi sorguladık: “acaba ona bakamadık mı? Yeteri kadar ilgi göstermedik mi?”

Bilmiyorum ama bir daha uzun süre eve kedi alamayacağız galiba, Duman bizi ürkütmüş, kendimize olan güvenimizi sarsmıştı.

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI