ARZ TALEP DENGESİ

Başlığı görüp de size ticaret dersi vereceğimi sanmayın. Ben sosyal hayattaki arz talepten bahsetmek istiyorum.

Daha bebek yaşta “Ağlamayan Çocuğa Meme Vermezler” deyimi hayatımızı etkilemeye başlar. Yani önce bebeğin ağlaması, memeyi talep etmesi gerekir. Daha bebek iken öğrendiğimiz ilk kavram budur. Küçükler radikaldir. Kibarca meme istemezler, direk olarak yaygarayı basarlar ve ne istediklerini anlatırlar.

Çocuk büyüdükçe mahallede “Ne Kadar Ekmek, O Kadar Köfte” edebiyatı ile büyür. Böylece alabilmek için vermeyi, paylaşmayı öğrenir.

İş hayatına atıldığında “Etme Bulma Dünyası” ile tanışır. Sevgilisi olur, duyduğu klişe laflardan biri de “Sevgi Karşılıklıdır” olacaktır.

Hepinizin anıları arasında şahsi ilişkilerinizin de bazen ne kadar belirgin arz talep dengeleri veya dengesizlikleri üzerine kurulduğunu hissettiğiniz pozitif veya negatif melankolik anlar vardır.

Hayatımda arz ve talebin dengesinin bozulduğu tek bir an hatırlıyorum. O da doğan çocuklarımı ilk olarak kucağıma aldığımda onları kendimden daha çok sevdiğimi hissettiğim ve onlar hiçbir şey talep etmeseler de benim verebileceğim her şeyi arz edeceğimden emin olduğum anlardır.

Çoğumuz bir takımı tutarız, maçlarını seyrederiz, renklerini severiz ama onlar bizim talep ettiğimiz şampiyonluğu getirmedikleri zaman dengemiz bozulur, çünkü arz-talep dengesi beklendiği gibi oluşmamıştır, psikolojimizi düzeltmek için acilen bir suçlu ararız, genellikle bu önce antrenör, sonra yönetim olur. Çok ender olarak sporcuları suçlu buluruz çünkü onları çocuğumuzmuş gibi severiz. Arz talep dengesi burada da dengesizdir.



Dikkatinizi çekti mi, sporcular başarıya ulaştığı zaman başlarını yukarı kaldırıp, elleri veya parmakları ile gökyüzünü gösterirler. Yukarıdan talep ettikleri o an için kendilerine arz edilmiştir… Ya kaybettikleri zaman? O zaman sadece önlerine bakarlar, hiç biri yukarı bakıp neden diye sormaz. Yukarıyla olan arz-talep dengesi tartışılmaz!!!

Bazen de özel hayatımızda sevginin esiri olur, almayı hiç beklemeden (veya gizli gizli bekleyerek) hep veren taraf oluruz. İşte burada dengeler bozulmuştur ve bunu mutsuzluk takip eder, çaresi de yoktur. Bu durumda yukarıya bakmak da işe yaramaz. Radikal bir karar vermeniz gerekir. O güne kadar aldığınız terbiye, eğitim, edindiğiniz tecrübelere dayanarak bir yol çizmeniz gerekir. İşte bu da hayatla aranızdaki arz-talep dengesidir.

Hayatınızın arz-talep dengesinin sağlıklı olmasını dilerim.  

 

 

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI