NOSTALJİ

NOSTALJİ

Komşumuzun oğlu 18. Yaş gününü kutladı. Pastalar, “Happy Birthday” teraneleri, gülümseyen suratlar beni kendi on sekiz yaş günlerime geri götürdü.

1968 yılında yaş günümü nasıl kutladığımı hiç hatırlamıyorum ama şimdi eski notlarımı incelediğimde o günkü dünyadaki yerimi daha iyi anlıyorum.

İlk insanın aya ayak basmasına daha bir yıl vardı.

Elektronik olarak henüz taş devrini yaşıyorduk. İstanbul’daki evimizde çevirmeli bir telefon vardı, Ankara ile görüşmek için sabahtan sıra yazdırıp akşama bağlantı sağlanır da parazitler arasında sesimizi duyurup konuşabilirsek sevinirdik.

Evimize televizyon 1972 yılında alındığında ben 22 yaşındaydım ve o siyah beyaz görüntülü titreyen ekranda Münih Olimpiyatlarını seyredebildiğim için çok mutlu olmuştum.

Bir bilgisayarla tanışmam için aradan 16 yıl, bir cep telefonu sahibi olabilmem için de 29 yıl geçmesi gerekecekti.



1968 yılında iki yıldır kürekte Türkiye Şampiyonluğu kazanmış biri olarak yakın geleceğe farklı hayallerle bakıyordum. Hiç biri gerçekleşmeyecekti. Biz yıllar sonra bile marangoz Cahit Ustanın Galatasaray Adasındaki basit tezgahında yaptığı tahta küreklerle dünyadaki bizden en az yirmi yıl ilerideki bir teknolojiyle üretilmiş malzemelerle yarışan rakiplerimize kafa tutmaya çalışacak ve her yıl tekrar tekrar hayal kırıklığına uğramaya devam edecektik.

18. doğum günümü kutlarken üniversitede mühendislik fakültesinde birinci sınıfta idim ve hiç biri gerçekleşmeyecek olan hayallere sahiptim.

Bir üniversite öğrencisi olarak ülkemizdeki sosyal hayatımızda bazı değişiklikler olması gerektiğini düşünüyor ve bunun için ders aralarında kantinde ciddi ama samimi ve açık yürekle fikir tartışmaları yaşıyorduk. Konumuz fikir, din, dil ayrılıkları değildi, aramızda ispiyoncu, sivil polis veya herhangi bir parti yandaşı yoktu, onlar sonradan günlük hayatımıza giriverdi.

O yıllarda hala milli bayramlarımızı kutluyor, tüylerimiz diken diken olarak İstiklal Marşımızı okuyorduk.

Şimdi beni o günlerde rasyonel düşünemeyen hayalperest bir genç olarak yargılayabilirsiniz ama gerçek buydu.

Şimdiki gençlere bakıyorum.  Acaba bulundukları yeri farkındalar mı yoksa beyinleri uyuşuncaya kadar bilgisayarda oyun mu oynuyorlar.

Gelecek hakkında bir düşünceleri var mı yoksa kendilerine kurulan eğitim tuzağının içine düşmüş (hayatta hiç işlerine yaramayacak olan) test çözme işiyle mi uğraşıyorlar.

Belki de cep telefonunda chatleşme arasında babalarının neden kendilerini Amerika’ya okumaya göndermediğini düşünüyorlar…

Hayat 48 yıl önce ne kadar basitti…

Size  o güne geri gidip bu günkü aklınızla yaşama şansı verilseydi neleri değiştirmek isterdiniz???

Diğer Celal Gürsoy

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI