Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) rekor üstüne rekor kırıyor. Katılımcı sayısı 6 milyona doğru gidiyor; yani yakında neredeyse her 10 kişiden biri BES katılımcısı olacak.
Sistem çok avantajlı. Hiçbir yatırım enstrümanından alamayacağınız getiriyi size sağlayabiliyor. BES ilk çıktığı dönemde vatandaşlarımızda hep bir soru işareti vardı. “Daha önceki uygulamalarda olduğu gibi paralarımız uçup gider mi!” endişesi yaşanıyordu. Zaman gösterdi ki buradaki birikimler devlet güvencesinde ve istenildiğinde paralar hemen geri alınabiliyor.
Hazine’nin BES katılımcısını korumada çok da hassas olduğunun altını çizmeliyim. Bununla ilgili birçok yönetmelik ve kanun çıkarıldı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise BES’in bizzat takipçisi. Çünkü bu fonların Türkiye ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu en iyi Sayın Ali Babacan biliyor.
Yunanistan’da fon olsaydı kriz bu kadar derin olmazdı
Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz de bu sistemin ülke ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi. Bilemeyiz ama Yunanistan’da da böyle bir fon olsaydı kriz bu kadar derin olmazdı sanırım.
BES bizde daha yeni yeni büyüyor. Devlet destekliyor ama BES şirketlerinin tüm olumsuzluklara karşın performansı takdir edilmeli. Ekonomik çalkantı piyasalarda yaşanan durgunluk, seçim atmosferi falan hiç biri BES’in yükselişini engelleyemedi. Fon miktarı 38 milyar TL’ye katılımcı sayısı ise 6 milyona yaklaşıyor. Anadolu Hayat Emeklilik katılımcı sayısında liderliğini sürdürürken, Avivasa Hayat Emeklilik ise fon miktarında liderliği kaptırmamakta iddialı.
Sistemden erken çıkmayın!
Katılımcı açısından bakıldığında sisteme girişte şirketler arasında çok da fark yok. Fakat birikim miktarı arttıkça bunun getirisinin takip edilmesi gerekiyor. Bunun için fonları en iyi yöneten şirketlerin gelecekte fark yaratacaklarını düşünüyorum. Tabii ki burada da iş katılımcıya düşüyor. Sisteme girip otomatik olarak katkı paylarının kredi kartlarından kesilmesi yetmez. Katılımcı ara ara seçtikleri fon seçeneklerini takip etmeli. Risksiz fonların yanı sıra, zaman zaman döviz, altın ve hisse senedi ağırlıklı fonlar tercih edilebilir. Veriler katılımcıların fonlarını pek takip etmediklerini söylüyor bize. Devlet katkısı tamam ama bununla yetinmemeli. Fonlar da ara ara takip edilip seçenekler değerlendirilmeli. Bunun için bir miktar finansal okuryazarlık yeterli olacaktır. Bu arada katılımcılara her zamanki gibi sistemden çok önemli bir neden olmadıkça çıkmamalarını öneriyorum. Çıkıldığında şirketlerin girerken almadıkları bazı kesintileri çıkarken yapacakları için katılımcı zarar etmesi kaçınılmaz