TEVELLÜT KAÇ?



TEVELLÜT KAÇ?

Babam beni kürek sporuna başlatmak için Galatasaray Kulübüne götürdüğünde kulübün efsane duayeni Emin Hoca’nın ilk sorusu bu olmuştu: “Tevellüt kaç?” Ben de eski değerlere saygılı olan bir evde yetiştiğim için "kaç yılında doğdun" anlamına gelen soruyu anlayıp “50’liliyim” demiştim. Hoca soruyu anladığıma pek memnun olmuştu. Sonradan anladığıma göre bundan 50 yıl önce bile “tevellüt” nedir bilmeyen gençler vardı.

Emin Hoca her şeyin okulda öğrenilmediğini, asıl eğitimin evde olduğunu davranışları ve konuşmaları ile bize açık olarak ifade ederdi. Birçok kez sporculardan birisine “üniversitede okuyorsun ama tornavida tutmasını beceremiyorsun tereyağı” diye alay ettiğini hatırlıyorum. Emin Hocayı tanıdıkça anladım ki, burada aslında gizli olarak ifade etmek istediği “okumakla kültür seviyesinin artmadığı, asıl işin evde oluştuğu” yolunda derin bir felsefeydi.

O zamanlar birçok sayfadan oluşan Nüfus Cüzdanı vardı. Halk arasında Kafa Kağıdı da denirdi. Sayfaların arasında askerlik durumu, kömür ordinosu, daha eskide ekmek karnesi ekleri olan bir deftercikti. Kimlik bölümünde adresin dışında Hane No., Cilt No. Sahife No. gibi kütük bilgileri de vardı.

Daha sonra üstü plastik kaplı kart benzeri kimlikler çıktı, ilerleyen zamanda kimliklerimize TC Kimlik Numarası eklendi.

Bazıları bu numaralanma işine karşı çıktı, “bizi fişlemek istiyorlar” diyerek kazan kaldırdı. Zamanla bu işin kötü niyetli kişileri toplumdan ayıklamak için faydalı olduğu anlaşıldı, TC kimlik No. sayesinde Hane,Cilt, Sahife numaraları tarihe karıştı.

Teknoloji geliştikçe Çipli Kimlik Kartları devreye girdi. Artık kısa sürede şahsımızla ilgili tüm detayların depolandığı elektronik özellikleri olan bir kart cebimizi süsleyecek.

Kafa Kağıdından nerelere geldik. Pekiyi BİZ ne kadar değiştik?

Elektronik aletlere uyum sağladık, bu kesin. Artık cep telefonu olmadan bir hayat düşünemiyoruz. Ara sıra eskiyi hatırlayıp, “biz o zamanlar cepsiz nasıl yaşamışız” diye şaşırıyoruz.

Bu durumda biz daha medeni mi olduk? Bilgi seviyemiz yükseldi mi yoksa elektronik ortamlarda dolaşan fuzuli bilgilerle mi kuşatıldık?

Pekiyi kültür seviyemiz ne durumda?

Gençlerimizin evde aldığı kültür ilerledi mi geriledi mi? Eğitim hayatında aldıkları bilgiler onları hayata gerekli olduğu gibi hazırlıyor mu? Dünyada yaşam büyük firmaların tekeline girerken bizden kaç tane genç orada sözü geçen bir pozisyon ele geçirebilecek?

Özetle şahsi görüşümü belirtmek isterim: Tevellütü kaç olursa olsun, ülkede ne kadar çok üniversite açılmış olursa olsun, genç kardeşim bir tornavida tutmasını (!) beceremediği gibi ironik bir şekilde her işi cep telefonuyla halledebileceğini sanıyor. Emin Hoca yaşasaydı herhalde ensesine bir tokat patlatıp gerekeni söylerdi.

Netice olarak kimliklerimiz modernleştikçe bizim kültür ve eğitim seviyemiz fakirleşiyor. Benim görüşüm budur.

Sizce?

 

Diğer Celal Gürsoy

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI