“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...
CEHALET NE GÜZEL, HERŞEYİ BİLİYORSUN
Ama işsizsin. İşin kısa özeti ne yazık ki böyle.
Geçen hafta açıklanan istihdam veri araştırmasına göre mevsim etkilerinden arındırılmış iş gücü verilerinde tarım dışı işsizlik artarak %13.2 oldu. Sanayi sektöründe de 76 binlik istihdam kaybı var. Hizmetlerdeki istihdam artışı ise çok düşük, işsizliğin devam edeceği öngörülüyor. Cinsiyete göre “en işsiz” kadın. İşsizlikte tavan yapan grup gençler (%19.8). Aralarında “en işsiz” (%13.3) ile üniversite mezunları, 3.3 milyona denk geliyor.
İş bulma şansı olanlar diplomalılardan ziyade tecrübeli olanlar. Kalite ön planda değerlendiriliyor. Ülkemizdeki eğitimin ne kadar yanlış yönde olduğu ve yetişen gençlerin ne kadar yanlış yönlendirildiğini anlamak için televizyondaki bilgi yarışmalarını izlemenizi tavsiye edebilirim.
Üniversite giriş sınavlarından en yüksek derecelerle çıkmış, en önemli üniversitelerimizde okuyan gençlerimiz yarışmalardaki (biz, orta ve üstü yaşlardakilere göre) basit soruları bilememesi ne kadar cahil bir nesil yetiştiğinin ispatıdır.
Bu cehalet bazı kişilerin işine yaramakta ve insanlar yeterli bilgiye sahip olmadıkları için kutuplaşmaya başlamaktadır. Bu kutuplaşma en olmaması gereken yerde, sporda da ortaya çıkmakta, farklı takımların taraftarları birbirlerini düşman olarak görmektedir. “Ölümüne sevmek” gibi bir sloganın sporla ne alakası olabilir ki?
Cahillik derecemizden tek başına eğitim mi suçlu? Evet. Yarı cahil olarak yetişmiş kişiler aile kurup, çocuk yetiştirmeye kalkışınca başka ne olabilir sizce? Evde verilmesi gereken sosyal hayat ve genel kültür eğitiminin alt yapısı olmayan ana babaların çocukları okullardaki test eğitimlerinde çok başarılı olsalar bile olgun ve kültürlü bir insan olmaları için çok az şansa sahipler.
Ortadaki karanlık tabloya rağmen toplumumuzun hala ayakta kalabilen bir kesimi var. Bu da geleneksel aile yapımızdan geliyor. Ne mutlu bize ki, hala çocuklarımızın büyük kısmı batı dünyasındaki gibi aileden kopuk yetişmiyor, örf ve adetlerimizi evde öğreniyor ve çağdaş eğitimin (!) kendilerine veremediği bir kültür alt yapısına sahip olabiliyor.
Buna sahip olmayanları günlük gazetelerde çıkan magazin haberlerinde izliyor ve bazı kişilerin cahilliklerine gülüyoruz, ancak çok gülmeyelim, bunlar giderek artıyorlar. Belki de, günün birinde onlara doğru soruları soracak muhabirler de kalmayabilir.
Gençlerimizi ne yazık ki büyük kısmında eksik olan kültür seviyesi doktor, mühendis, avukat olmakla düzelecek gibi değil.
Eğitim kurumlarının gençlerimizi eğitirken sektörel bilgilerin dışında sosyal hayatta da bir adım yükselebilmeleri için kültür seviyelerini artırabilecekleri programlar yapmalarının faydalı olduğu meydandadır. Zaten bazı üniversitelerimizin sanat, müzik, spor gibi alanlarda düzenledikleri etkinliklere katılan gençlerimizin giderek artan sayısı tek sevindiğim noktadır.
Lafın sonunda eğitimcilere gelmemizi doğal karşılarsınız umarım. Aslında her şey onların elindedir.
Ulu önder Atatürk’ün öğretmenler hakkında söylediklerinden küçük bir bölümü aşağıda bilginize sunuyorum. Bundan sonra başka bir şey yazmaya da gerek yok sanırım:
En büyük savaş,
cahilliğe karşı yapılan savaştır. Öğretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr
öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin
eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız
derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen
kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve
kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir… Sizin başarınız, Cumhuriyetin
başarısı olacaktır.
“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...
TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...
90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...
Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...
SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...
BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...