BAŞIMIZDAKİ DOPİNG BELASI

Başlangıçta doping yapmak yasak değildi, zaman içinde ilaçların etkisinin çok artması ile birlikte olayın sporculuk ruhuna aykırı olduğu ve ileri derecede sağlık problemleri yaratması gözlemlenerek yasaklanması kararlaştırıldı.

Hatta 1904 St, Louis Olimpiyatında Maratonu kazanan Amerikalı Thomas Hickss'e antrenörü tarafından yarış sırasında güçlendirici ilaçlar verildiği biliniyordu.  

Olimpiyatlarda doping yaptığı belirlenen ilk sporcu 1960 Roma Olimpiyatında Danimarka için yarışan bisikletçi Knud Enemark oldu. Enemark, yarış sırasında bisikletten düşerek öldü. Olimpiyatlarda ölen ikinci sporcu oldu. (İlki, 1912 Olimpiyatında ölen Portekizli Maraton koşucusu Francisco Lazaro idi.)

Bu olay IOC'yi harekete geçirdi ve bir sonraki olimpiyat oyunları olan 1964 Tokyo'da ilk doping kontrolları yapılmaya başlandı.

1964 Tokyo'da biraz da acele ile ve tecrübesiz olarak başlanmış olmasına rağmen 1968 Mexico’da ilk defa bilinçli ve hazırlıklı olarak doping testi yapılmaya başlandı. Dopingli olduğu belirlenen ilk atlet İsveçli pentatloncu Hans-Gunnar Liljeneall oldu. Yapılan testlerde sporcunun müsabakadan önce bira içtiği belirlendi.

Bütün kontrollara karşı Doğu Alman sporcularının beş olimpiyatta 107 altın, 129 gümüş, 127 bronz madalya kazanması seyircilere inandırıcı gelmemişti.

Bu olayın arkasında Manfred Eward vardı. Gençliğinde Nazi kuruluşları için çalışan Ewald, Almanya ikiye ayrılınca Doğu Almanya’da kaldı, Ewald, atletizm, yüzme ve bisiklet sporunda küçük yaştan gençleri dopingle yetiştirdi ve ülkesine bir çok madalya kazandırdı.   

Doğu Bloku çöktükten sonra yapılan incelemelerde Mavi Haplarla yetişen bu gençlik hakkında STASİ'nin elinde on binlerce dosya olduğu açıklandı.

Bu gençlerin arasında büyük oranda sakatlık, kanser, karaciğer hastalıkları ve sakat doğan çocuklar belirlendi.

Günümüze kadar olaylar aslında tam olarak kontrol altına alınamadı. IOC ülkeleri de kontrollarını sıkılaştırmaya davet etti. Sadece dopingli bulunan sporcuya değil, antrenörüne ve kulübüne hatta ülkesine de ceza verilmesi planlandı.

Bunun neticesi olarak arka arkaya pozitif çıkan testlerden sonra Rus atletleri geçici olarak tüm müsabakalardan men edildi.

Rusya Olimpiyat Komitesi de olaya karışarak 2008 Pekin Olimpiyatında alınan numuneleri tekrar test etti ve 14 sporcuda doping maddesi bulunduğunu açıkladı.

Dün ajanslara düşen bir haberde de 2008 Olimpiyatı 4x100 bayrak yarışında Jamaika takımından Nesta Carter'da doping maddesi bulunduğu açıklandı. B numunesi de pozitif çıkarsa takım arkadaşı Usain Bolt dahil tüm takım madalyalarını geri verecek.

IOC'nin açıklamasına göre 2008 Olimpiyatında alınan yüzlerce numune tekrar incelendi ve henüz adı açıklanmayan 31 sporcunun Rio'da yarışması tehlikede.

2012 Londra Olimpiyatında Milli Boksörümüz Adem Kılıççı'dan alınan numune pozitif çıkmıştı, B numunesinin neticesi bekleniyor.

IOC, Londra Olimpiyatlarına alınan numunelerin yeniden kontrolu sırasında 23 atlette doping belirlendiğini açıkladı.

Yakın geçmişte dünyaca ünlü Rus kadın tenisçi Maria Sharapova, Los Angeles'ta düzenlediği basın toplantısında Avustralya Açık'taki doping testinin pozitif çıktığını itiraf etti.

Kısaca özetlersek Futbolcu Maradona, Bisiklet sporundan dünyaca ünlü şampiyonalar Lance Armstrong, Alberto Contador, Eddy Merckx, atletizmden  Dwain Chambers, Shelly-Ann Fraser, Tyson Gay, Justin Gatlin, LaShawn Merritt, Asafa Powell ve Ben Johnson, yüzme sporundan Rus Yuliya Efimova, Çinli Sun Yang gibi adlarını spor tarihine yazdıran birçok isim, ceza almaktan kurtulamadı.

Çuvaldızı elimize alıp, aynayı kendimize çevirirsek Türk Milli Takımlarımızda da Madalya kazanmış ünlü isimlerin de dopingli çıkması yüzümüzü kızartıyor.

Süreyya Ayhan Kop: 2001 Pekin Üniversite Yaz Oyunları'nda 1500 metre birinciliği, 2002 Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda altın madalya, 2003 Paris Dünya Atletizm Şampiyonası'nda gümüş madalya gibi müthiş başarılar elde ederek Türk spor tarihine geçen Süreyya Ayhan, 2004 Atina Olimpiyatları öncesinde sakatlandığını açıkladı. Ardından sakatlık sürecinde dopingli madde kullandığı ortaya çıkan ve süreci iyi yönetemeyen Ayhan çalkantılı bir döneme girdi. Bir türlü kendini aklayamayan ve gittiği her kapıdan geri dönmek zorunda kalan Süreyya Ayhan ömür boyu men cezası aldı.

Nevin Yanıt: 2012 Avrupa şampiyonluğu, olimpiyat beşinciliği, 2013 Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası altın madalyası gibi başarıları olan Nevin Yanıt dopingli olduğu gerekçesiyle 2014 yılında 2 yıl men cezası aldı ve bütün rekorları silindi. Ayrıca 2012'den itibaren kazandığı madalyaları da elinden alındı.

Eşref Apak: 2004 Atina Olimpiyatları'nda çekiç atmada bronz madalya sahibi olan Eşref Apak, dopingli oldupu gerekçesiyle 2 yıl men cezasına çarptırıldı.

Halil Mutlu: 3 olimpiyat, 5 Dünya, 10 Avrupa şampiyonluğu bulunan, sayısız rekora imza atan Halil Mutlu 2005 yılında dopingli çıkmış ve 2 yıl men cezası almıştı.

Elvan Abeylegesse: Türkiye ve Avrupa rekortmen, olimpiyat gümüş madalyası sahibi Elvan Abeylegesse, Uluslararası Atletizm Federasyoları Birliği'nin yeni teknolojiyle geçmişe dönük doping testinde dopingli çıktı.

Aslı Çakır Alptekin: 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda altın madalya kazanarak tarihi bir başarıya imza atan Aslı Çakır Alptekin, dopingli olduğu gerekçesiyle 8 yıl bütün müsabakalardan men edildi ve madalyası geri alındı.

Nurcan Taylan: Halterde 6 Avrupa ve 2 Dünya rekoru sahibi, 2004 Atina Olimpiyatları'nda Olimpiyat ve Dünya rekoru kırarak altın madalya kazanan Taylan, doping kullandığı gerekçesiyle 2012 yılında Uluslararası Halter Federasyonu tarafından 4 yıl men cezası aldı.

Binnaz Uslu: 2005'te İspanya'daki Akdeniz Oyunları'nda bronz madalyanın sahibi olan Uslu'nun doping yaptığı ortaya çıktı ve sporu bıraktığını açıkladı.

Şamil Erdoğan: 2014'te Özbekistan'daki Dünya Şampiyonası'nda bronz madalya kazanan Şamil Erdoğan, doping testleri pozitif çıkınca müsabakalardan men edildi ve madalyası geri alındı.

Sedat Artuç: 2004 Atina Olimpiyatları'nda bronz ve 2008 Avrupa Şampiyonası'nda altın madalya kazanan Sedat Artuç, daha sonraki dönemde dopingli çıktı.

Örnek sporcu olması gereken model isimlerin dopingli çıkması yetişen gençliğimize iyi örnek olmuyor.

Son olarak 2012 Londra Olimpiyatında 1500 metrede Aslı Çakır Alptekin'in ardından ikinci olan, Aslının dopingli olduğu anlaşılınca Altın Madalyayı ondan devir alan sporcumuz Gamze Bulut'un da dopingli olduğu haberi bizi derinden üzdü.

Netice olarak “spor için spor” sloganı ile başlayan olimpiyatlar giderek “kazanmak için doping” fikrine yaklaştı, şimdilerde gelişen ilaçlar herkesin erişimine açık olunca da “fiyaka için doping” sloganı yerleşti. Fitnes Stüdyolarına giden spor meraklılarını uyarıyorum. Bilmediğiniz “takviye edici” diye size sunulan maddeleri kullanmayın. Sadece bilinçli beslenmeyle daha sağlıklı olacaksınız. YABANCI MADDE KULLANMAYIN.