YATIRIM CENNETİ Mİ, EĞİK DÜZLEM Mİ?


YATIRIM CENNETİ Mİ, EĞİK DÜZLEM Mİ?

Özellikle Arap Yarımadasından ve Körfez Ülkelerinden gelen haberlere göre Türkiye’de önümüzdeki dönemde milyarlarca dolarlık yatırım yapılacak.

Bazılarımız bununla gurur duyabilir, yabancı yatırımcıların ülkemize ilgi göstermesi iyiye işaret olarak algılanabilir ama ben öyle görmüyorum.

Dikkat ederseniz medyada “yatırım” adı ile yayımlanan haberler ya önemli bir firmamızın hisselerinin çoğunun yabancı firma tarafından alınması ya da büyük çaplı gayrimenkul alımları olarak gerçekleşiyor.

Yeni bir şey üretmeye gelen, bir marka yaratmaya çalışan yok, hep kıymetli firmalarımız devler tarafından yutuluyor, bize de geriye kalan birkaç taşeron firmamızla övünmek kalıyor. Türkiye’nin teknolojide ilerlemesini sağlayacak bir yatırım yapan yok. Lider Firmalarımız Endüstri 4.0 veya 4. Endüstri Devriminin neresinde. Dünya aramızdaki farkı açmaya devam ediyor.

Son günlerde “dev yatırım” diye bahsedilenlerin hiç biri üretime yönelik değil, hepsi inşaat işleri. Birçoğu da futbol jargonuyla “tribünlere oynamak” için yapılmış işler. Sadece bir örnek vermekle yetineceğim: Ülkemizde son on yılda 18 adet futbol stadyumu yapıldı, yani ortalama her üç ayda bir stat yapılmış. Pekiyi, Türk futbolu bununla gelişti mi? Sahada oynanan oyunda bir değişiklik gören varsa bana da anlatsın lütfen…

En değerli firma, banka, sigorta şirketi, iletişim şirketi gibi işletmelerimiz zaten yabancıların eline geçti, gayrimenkul konusunda hatırlarsanız yakın geçmişimizde Arap Şeyhlerinin boğazdaki tarihi yalıları almalarını önlemeye çalışmıştık. Artık tam tersi oluyor, almaları için kapıları açıyoruz, hatta bir de üstüne vatandaşlık veriyoruz. Buradan gelecek paraları için medyada şimdiden zafer kazanılmış gibi haberler uçuyor.

Ekonomiyi idare edemeyen, doları dizginleyemeyen, hatta neden yükseldiğini dahi anlayamayan ekonomistlerimiz çareyi öz varlıklarımızı satmakta buldular.

Bunun tehlikeli bir gidişat olduğunu anlamak için iki diplomalı ekonomist olmak gerekmez. İşi basite indirgeyelim. Farz edin ki babadan kalma bir eviniz var, siz de çok iyi eğitim görmüş varlıklı bir insansınız ama ticaret adamı değilsiniz, yaptığınız işler anlayamadığınız bir şekilde hep ters gitti ve ekonomik sıkıntı içine girince evinizi satmak zorunda kaldınız. Şimdi bir düşünün: yaşamınızı devam ettirmek için bir yerde memur olarak çalışarak o evi tekrar geri alma şansınız olabilir mi? Siz artık başkalarının idaresi altına girdiniz ve eski varlıklı hayatınıza hiçbir zaman dönemeyeceksiniz.

İşte ne yazık ki ülkemizin son durumuna bu örneğe benzetiyorum.

Ekonomi dilinde buna “eğik düzlem” derler, kritik bir açıya geldikten sonra aşağıya doğru kaymaya başladınız mı artık frenler de tutmaz.

Üzgünüm.

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI