ŞİKAYET ETMEYİ BIRAK!

ŞİKAYET ETMEYİ BIRAK!



İki aylık müthiş bir tatil sonrasında tekrardan işbaşı yapmaya hazırlandığım bu dönemde bir İnsan Kaynakları, Eğitim ve Kalite Direktörü olarak gördüğüm manzara beni şaşkına uğrattı.

Malum Şubat – Mart ayları Turizm Sektörünün işe alım dönemi (yeni bir bilgi değil, yıllardır böyle özellikle Bodrum için) ancak genç IK meslektaşlarımın tavrı benim için yeni. Belki de yurtdışında çok uzun süre kaldığım için bu bana enteresan geldi.

Bir şirketin İnsan Kaynakları Temsilcisi olarak görevi nedir; doğru insanları, doğru pozisyonlara getirmek ve onların gelişimlerini-geleceklerini planlamak.

Profesyonel bir iş portalında geçtiğimiz gün gördüğüm birçok “uzman kişinin” de desteklediği bir yorum şu şekildeydi “İnsanlar kendi özgeçmişlerine bakmadan, becerilerini bilmeden körlemesine aynı şirket tarafından verilen farklı iş ilanlarına nasıl oluyor da başvuruyorlar! Sonradan da şikayet ediyorlar cevap alamadıkları zaman!”

Şaka gibi değil mi? Hele hele İnsan Kaynakları alanında üst seviyede unvanlar almış kişilerin de bu yoruma destek vermesi daha da komik olmuş bence.

İş arayan bir insan tabii ki ilk aşamada kendi alanına uygun olan iş ilanına başvurur ancak bıçak kemiğe dayanınca başlar kendine “uygun olabilecek” veya “öğrenirim ben bu işi ve yaparım” dediği işlere de başvurmaya başlar, bu çok doğal bir süreçtir.

Bizlerin ise, oturduğumuz “rahat koltuklarımızdaki” tavrımız, meslektaşımın ve onu destekleyenlerin yorumu gibi değil; aksine o kişiye en azından beş dakika ayırıp koçluk etmekle olur. Zaman yönetimi konusunda, Liderlik ve Koçluk alanında, Yetenek Tespit Etme ve Yetiştirme alanlarında gerekli eğitimleri alıp da bugün olduğunuz konuma geldiğinizi, çalışmakta olduğunuz şirketin iyiliği ve sağlıklı geleceği için bunu diliyorum.

Şimdi duyar gibiyim “Turizm alanında hele de otelcilikte zaman yönetimi allak bullak. Olmuyor ki… Hiçbir işe yetişemiyor insan; gelen uygun olmayan başvurularla uğraşacak zamanım yok!”

Unutmayın ki dünya genelinde kabul edilen 09:00 – 18:00 çalışma saatleri bir sebepten dolayı var; eğer her gününüz gece-yarılarına kadar ofiste geçiyorsa, sinirinizden artık avuç avuç ilaçlar kullanıyorsanız ve hatta tırnaklarınızı yemeğe başlamışsanız o zaman derhal o koltuktan kalkın ve olay yerini terk edin – şu andan itibaren şirketinize ve onun imajına zarar vermeye başladınız demektir. (bu tarifin örneklerini ne yazık ki gördüm – gerçekten var bu tanımda ki karakterlerden.)

Bizlerin işi aslında “PR” (Basınla İlişkiler) çok benziyor. “PR”, dış dünyaya şirketi en güzel şekilde tanıtıp iş kazandırırken; bizlerde “IK Yöneticileri” olarak şirketin kültürünü ve olağan üstü bir servis sunacak kişileri bulmak için çalışıyoruz.

Bir örnek…. Bundan seneler önce çalıştığım bir şirkette kariyer haftası yapmıştık. Gelen birçok sayıda vasıflı/vasıfsız aday oldu. Çok kuvvetli bir yönetici, asistan ekibimiz vardı ve şirketin/markanın temsilcileri olarak bizzat kendimiz karşıladık her gelen kişiyi ve her bir kişi 5-7 dakika, kurduğumuz panel ile konuşma, görüşme şansına sahipti. Omuzları çökmüş olanlar bile, başları dik ve yeni bir bakış açısı yakalamış olarak ayrıldı o toplantı odasından. Yapılan görüşmeler sayesinde ve yönetici ekibinin uzmanlar tarafından kurulması sayesinde herkes başarılı olacağı bir yöne gitme şansını elde etti.

Bir kişi girdi toplantı odasına; üzerinde ki pantolon da boya lekeleri, gömleğinde delikler, belli ki uzun bir süredir duş da yapmamış. Konuşmaya başlayınca, dişlerinin de eksik olduğu için zorluk çektiğini gördük. Bize hikayesini anlattı, gözlerimiz doldu… Kişi her şeyini, ailesini kaybetmişti… Bir an için ne yapacağımızı şaşırdık… Biraz daha sohbet ettik ve ortaya çıktı ki kişi 3 farklı yabancı dil biliyor (İngilizce, Almanca ve Fransızca). Başladık yabancı dilde sohbete – bir yandan da ne şekilde değerlendirebiliriz arkadaşımızı düşüncesi ile…. Ve bulduk! Kişi 2 yıl boyunca bizimle beraber çalıştı; son derece başarılı ve tekrardan hayata tutunmuştu… Ne başarı!!!

Harcanan emek sizin bir IK yöneticisi olarak, şirketinizin kültürünü ve hatta geleceğini etkilediğini unutmadan yorumlar yapılmalıdır. Unutmayın ki sizi de bulunduğunuz konuma gelene kadar çok çaba harcadınız.

İş arayan, çalışmak isteyen insan bulmak ne kadar kıymetli bir hazine. Ona iyi davranmak ve gelen her bir başvuruya olumlu değilse bile “constructive feedback” vermek için size ayın sonunda maaşınızı ödüyorlar!

Şikâyet etmeyi bırak ve aklından asla şunu çıkarma…

Sen şirketinin kültürünü yansıtıyorsun!

 

Diğer Gül Gürsoy Yazıları

Yetki mi sorumluluktan, sorumluluk mu yetkiden?

Yetki mi sorumluluktan, sorumluluk mu yetkiden?İnsanların karakterleri nasıl birbirinden farklıysa, iş yapış biçimleri de çeşit çeşittir. Kimisi iş tanımı dâhilinde hareket etmek ister, daha fazlasını...

WORKSHOP

WORKSHOP Workshop'lar umut veren etkinliklerdir. Çok büyük sözlerle satılırlar ancak sözler çoğu zaman öğrencilerin eğitimcinin uzman bir eğitimciden uzak olduğunu anlamasıyla hayal kırıklığı ile neti...


KOPYA ÇEKMEYE İZİN VAR!

KOPYA ÇEKMEYE İZİN VAR! Başarılı insanların ardından bakıp kendini mutsuz hissetmektense, onları örnek almak gerekir. Düşünüldüğünde; herkezin çevresinde muhakkak bir tane “WOW! Ne müthiş bir insan!” ...


SİZE 10 SIR VEREYİM Mİ?

SİZE 10 SIR VEREYİM Mİ? BAŞARI NEDİR? Başarının anlamı kişiden kişiye değişir. Biri için "başarı" olan bir diğeri için sadece başlangıç olabilir. O nedenle başarının kesin bir tarifi yoktur. Anthony R...


MARKA NEDİR?

MARKA NEDİR? Workshoplarımda birçok kişihayallerinden bahsederken hep “kendi şirketimi kurmak istiyorum…”; “kendi Restoranımı açmak istiyorum…”; “aile şirketini devir alacağım…” gibi düşüncelerini pay...


İŞİNDE İYİ “OLMA”

İŞİNDE İYİ “OLMA” Evet, doğru okudunuz işinizde iyi olmayın. İnsanlar işlerinde iyi oldukları için uzun seneler eziyet çekmiştir. Çünkü işinde iyi olana duyulan güven duygusu, farkında olmadan baskı y...

KÖŞE YAZARLARI