BODRUMUN EN GÜZEL MEVSİMİ BAŞLARKEN

70’li yıllardan beri Bodruma gelirdim, ilkbahar ve sonbahar aylarındaki güzelliğin bir farklı olduğunu daha o zamanlar kendi kendime fark etmiştim.

Daha sonraları tası tarağı toplayıp buraya yerleşince bunun herkes tarafından kabul edilmiş bir gerçek olduğunu öğrendim. Bodrum’un en güzel zamanı ilkbahar ve sonbahar aylarıydı.

Yazın yerli, yabancı turist hücumuna uğrayıp 7/24 çalışmak zorunda kalan ve yazın tadını çıkartamayan Bodrumlular, sonbaharın gelmesiyle derin bir nefes alıp doğanın güzelliklerini yaşamaya başlıyordu.

Şimdi merak ettiğim bir konu var: birçok resmi ve özel kurum, dernek vakıf vs. Bodrumu tanıtmaya çalışırken bu özellikten neden bahsetmez? Hep yaz aylarında Bodrumun ne kadar güzel olduğu teması işlenir, asıl güzelliğin sonbaharda olduğu teması unutulur.

Aslında Bodrumlunun beklentisi yaz için reklam yapmak olmamalı, Temmuz Ağustos aylarında zaten iğne atsan yere düşmüyor, asıl tanıtım Eylül-Ekim, hatta Kasım ayı için yapılmalı diye düşünüyorum.

Bu arada ilkbaharı da unutmayalım ancak burada bir zorluk var: tesisler ilkbaharda hazır değil. Personel yok, hazırlık yok, örneğin geçen yaz Nisan ayında hazır olan turistik tesis yok gibiydi, halbuki Mayıs ayı en güzel aylardan biriydi ama ne yazık ki kayıp bir ay olarak geçti.

Birçok turistik tesis Haziranın ortasında ancak hazır oldu.

Bu tembellikten mi, ümitsizlikten mi oldu çözemedim ama gerçek olan bir şey vardı ki; yaz çoktan başlamıştı ve Bodrum hazır değildi. Derneklerin, belediyenin tanıtım için kış aylarında dünyanın çeşitli yerlerinde ziyaret ettiği fuarlardaki tanıtımlar da hep yaz ayları üzerine yoğunlaşmıştı.    

Önerimi tekrarlıyorum: tanıtımları Bodrumun en güzel mevsimleri olan ilkbahar ve sonbahar üzerine yapalım. Kısa sürdüğü için şikayet edilen turizm mevsimini böylece biraz daha uzatmak mümkün olabilir.

Turizm mevsimini on iki aya çıkartacağız diye hayal kurmayalım, gerçekçi olalım.