BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ



BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok.

Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahibi-kiracı davasından hırsızına ve daha ilerisine kadar çaresizce hukuka başvuran insanlar koridorlarda bekleşiyor.

Çocuklarını okutmak için çabalayan ebeveynlerle konuşuyorum. Hepsinde aynı endişe var. Gelecek korkusu, belirsizlik, sınavlarda yolsuzluk haberleri ve düzelen bir şey yok, keyifsiz bir durum.

Turizm ile nefes alan Bodrum tatsız bir sezon geçirdi. Neden? Eskiden Bodrum’lu turizmcilerin hatalarını bulup düzeltmeye çalışırdık, bu sefer ne yapmalıyız, dünyayı mı düzeltelim. Önümüzdeki yaz pek ümit vermiyor. Keyifler kaçık.

Sokağa çıkıyorum, pazara gidiyorum, esnafın yüzü gülmüyor. Bu köşede defalarca esnafın güleryüzlü olması gerektiğini yazmıştım ama şimdi içimden böyle bir tavsiyede bulunmak gelmiyor, onları anlıyorum, gülümseyecek bir şey yok ki…

Oto Sanayide ustalarla konuşuyorum, “en çok arıza hangi arabada oluyor?” diye saf bir soru soruyorum. “Marka fark etmiyor, yollar o kadar bozuk ki, bu çukurlarla hiçbir marka baş edemez” diyorlar.

Yağmur yağıyor sel basıyor, şimşek çakıyor elektrikler gidiyor, insan haftada iki kere “internetim koptu” diye arızayı arar mı? Burada durum böyle, seçme şansın yok.  

Hiçbir şey olmasa her hafta su borusu patlıyor. Basit bir mühendislik olayı sonunda utanılacak bir hal aldı.

Trafik kazası olmadan bir gün geçmiyor. Arabalar motosikletleri, motorcular da araba sürücülerini suçluyor, olan insanlara oluyor. Bazı büyük şehir şoförleri bizim gibi köy şoförlerinin ağzını açık bırakacak manevralar yapıyorlar. Cesur insanlar doğrusu!!! Ne yapalım, biz de beton kamyonları ile usta (!) sürücüler arasında hayatta kalmaya çalışıyoruz.

Galiba son günlerde Bodrumluların yüzünü güldüren tek olay başarı kazanan sporcularımızdan geliyor. Spor da olmasa ne yapardık?

Kısaca özetlemek istersek; Evet’le Hayır’ın arasına sıkıştık kaldık… Sanki başka derdimiz yok.

 

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


TAŞI TOPRAĞI ALTIN OLAN ŞEHİR

TAŞI TOPRAĞI ALTIN OLAN ŞEHİR Şehircilik açısından bir kaos olan İstanbul, yerin altında kendisini bekleyen deprem riski ile Türkiye'nin başına dert açacak gibi gözüküyor. Sosyal hayatın, eğitimin, sa...

KÖŞE YAZARLARI