BODRUM ESNAFI, GÜLÜMSEYİN LÜTFEN

Türk misafirperverliğinin birinci adımı dost bir gülümsemedir.

Neden bilmiyorum, gerek çarşıda, gerek küçük dükkanlarda, market çalışanlarında hep bir çatık kaşlar, asık suratlar görmekten sıkıldım. Hatta bazıları sabah traş bile olmadan saç sakal karmakarışık dükkanı açmış sıkıntıyla sokağı gözlüyor.

Bodrum’un en kalabalık günlerini yaşıyoruz. Muhtemelen günde taşıyabileceğinizden fazla çalışıyorsunuz ama turistin asık bir suratla karşılaşmaktan mutlu olmayacağını bilmeniz gerekir.

İşler belki de hayal ettiğiniz gibi gitmiyor olabilir ama gene de yüzünüzde dostça bir gülümseme kondurmayı deneyin. Her şey daha iyi olacaktır.

Bildiğiniz hikayedir: Hindistan’ın dağlık bölgesindeki ücra bir tepede bin aynalı küçük bir tapınak vardır. Tapınağa giren kişi kapıya doğru yönlendirilmiş bin aynada kendi aksini görür. Bu kendini yalnız hissedenlerin moralini coşturan bir terapi şeklidir.

Günün birinde tapınağa çevredeki çiftliklerden birinden karnı tok, keyfi yerinde bir köpek gelir. Amacı oyun oynayabileceği bir arkadaş bulmaktır. İçeri girip gözü karanlığa alışınca kendisine bakan bin tane mutlu köpek görür. Dost olabilir miyiz diye kuyruğunu sallar. Bin köpek de ona kuyruğunu sallayınca bizimki çok sevinir arkadaş bulmanın sevinciyle koşa koşa evine döner.

Bundan kısa bir süre sonra aç, tüyleri dökülmüş, sinirli bir köpek yerleri koklayarak tapınağa gelir. Amacı yiyecek bir lokma bulmaktır. Gözleri karanlığa alışınca kendisine bakan bir tane sinirli köpek görür. Onları korkutmak için dişlerini çıkartıp hırlar. Bin köpek de ona dişlerini çıkartır. Bizimki belki korkuturum diye ileri bir adım atar, bin köpek de üstüne doğru adım atınca korkup, kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp kaçar gider.

Tapınağın girişindeki ağacın gölgesinde iki derviş ses çıkartmadan olanları seyretmektedir. Biri diğerine: “Şu uyuz köpek kendi görüntüsünden korkup gitmeseydi ona belki bir tas yemek ve su verebilirdik” der, diğeri de düşünceli bir şekilde: “Keşke ona sadece hayatta olabildiği için bile mutlu olması gerektiğini ve gülümsemeyi öğretebilseydik” der.

Sevgili Bodrum esnafı, biz daha kötü günler de gördük, öyle değil mi? Siz gene de mutlaka yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin, her şey daha iyi olacaktır.

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI