BEYNİNİZİ RAHAT BIRAKIN

BEYNİNİZİ RAHAT BIRAKIN



Beynimizin sadece küçük bir yüzdesini kullandığımız safsatasının geçersiz olduğu bilimsel olarak ispatlandıktan sonra düşünmeye başladım (!). Demek ki beynimizin tümünü kullanabiliyormuşuz, o zaman bakalım neler yapabiliriz:

Beyin bize sormadan kendi başına zaten duyu organlarından gelen uyarıları değerlendiriyor, problemleri analiz ediyor ve bir çözüm üretiyor (akla ilk gelen fikir), öğrenme ve hafıza depoları var, acıkma, susama, uyku, seks vs. faaliyetleri düzenliyor, kan basıncı, vücut sıcaklığı, hormonların salgılanma işleri filan onun tarafından bize sorulmadan yönetiliyor.

Peki biz ne yapıyoruz?

Bilindiği gibi her insanın beyin kapasitesi genetiğine bağlı olarak doğuştan itibaren bellidir, artmaz ama geliştirilebilir. Tıpkı insanın kas yapısı gibi. Sayısı bellidir, artmaz ama geliştirilebilir. Ama nereye kadar?

Beynimizin gelişmesi de bir başka muamma. Bilim adamlarına göre insan beyni tam gelişmiş haline ancak yirmi beş yılda ulaşıyor ve aynı anda hücre ölümleri başlıyor. Yani o yaşlarda bir şeyler başardın ne ala, sonrası yokuş aşağı gidiyor.

Kafatasımızın içindeki yaklaşık bir buçuk kiloluk gri hücrelerin içinde doksan milyar sinir hücresinin bulunduğunu düşünmek bile bana fazla geliyor. Bu hücrelerin içinde saklanan beynimizin kapasitesinin (bu günkü bilgisayar teknolojisi ile ölçersek) bir petabayt olduğu keşfedildi, yani beynimizde bir milyon gigabayt hafıza var. 

Bu kadar büyük bir kapasite ile neler yapılmaz ki?

Biz farkında olmadan bir gün içinde beynimizin içinde yetmiş bin düşüncenin geçmesi de bu yüzden sanırım.

Ama farkında olduğum bir başka ve çok önemli problem var; o da bilgisayarlarda olduğu gibi o muhteşem kapasiteyi işletebilecek processor (işlemci) eksikliği.

Açıkçası beynimizin kaç gigabayt hafızaya sahip olduğunun zekamızla hiç alakası yok. Önemli olan, beynimizin hangi işlemciyi kullandığıdır. Zeka derecesi çok düşün insanların beyninde de aynı depolama kapasitesinin olması, onların depolanan bilgileri doğru yerde ve doğru metotla kullanabileceği anlamına gelmiyor. Her şey işlemciye bağlı.

Peki ne yapmalı, herkese en yeni çıkan dört çekirdekli Intel Processor mu takalım. Belki de gelecekte bu işlem yapılabilir ama günümüzde eldeki malzeme bu kadar.

Uzun lafın kısası; bu malzeme ile Türkiye nereye gider?

Sizce?

   

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI