AB'DE YOLUN SONU GÖZÜKTÜ MÜ?

AB'DE YOLUN SONU GÖZÜKTÜ MÜ?



Yakın tarihimizi hatırlarsanız yaklaşık otuz yıldır AB'ye katılmak için ne kadar çok çaba sarf ettiğimizi görebilirsiniz. Ancak son zamanlarda tam sonuna yaklaştığımızı düşünürken her iki taraftan da sert demeçler verilince süreç tekrar uzamaya başladı.

Bizim için neyin önemli olduğunu bir mühendis gözüyle şöyle özetleyebilirim:

İlk olarak dikkatinizi çekmek istediğim iki önemli rakam var:

1-2015 yılında Türkiye’ye SANAYİ YATIRIMI olarak giren yabancı sermaye 12 milyar dolardır. Bunun %62’si AB’den gelmiştir, Arap ülkelerinden, Afrika’dan, Rusya’dan değil.

2-İhracatımızın %48’ini AB’ye yapıyoruz. Geri kalan %52’lik bölümü dünyanın her tarafındaki irili ufaklı yüze yakın ülke oluşturuyor.

Görüldüğü gibi AB’nin hayatımızdaki yeri dünyadaki diğer ülkelerin hepsinden daha büyük.

Birinci madde olan yabancı sermaye girişi konusunda Arap ülkelerine güvenemiyoruz, çünkü onlar büyük bir yüzde ile ülkemize gayrimenkul almaya geliyorlar. Sanayi yatırımı yapan bir Arap ülkesi yok, zaten böyle bir teknolojileri de yok. Olsa olsa kazançlı gördükleri firmaları satın alıyorlar. Bir şey geliştirmeye çalıştıkları yok. Yani bize uzun vadede faydalı bir ekonomik ve siyasi yatırım sayılamazlar.

İhracata baktığımızda AB firmaları ile aramızda yıllardır oluşmuş bir kurumsal, uluslararası ticaret hukukuna dayalı, sağlam bir ilişki oluşmuş durumda. Afrika ve Arap ülkeleri ile kurumsal olmayan bağlantılara veya sınır ticaretine, bavul ticaretine güvenerek AB’ye sırt dönmek çok büyük hata olacaktır.

AB’NİN BUNDAN SONRAKİ DURUMUNA BAKARSAK:

AB’de 2015 sonunda kişi başına düşen gelir 31.900 dolardı. İngiltere ayrılınca bu rakamın 30.000 dolara düşmesi bekleniyor. Yani ortada AB’yi sarsacak kadar büyük bir olay yok.

İngiltere’nin açısından AB’den çıkma kararını incelersek onların da ekonomik olarak kaybedecek fazla bir şeyleri yok.

Çünkü; AB ülkeleri arasında en çok petrol rezervi olan ve petrol üretebilen ülke zaten İngiltere idi. Ayrıca İngiltere yüz yıllardır burnunu soktuğu Orta Doğu ülkelerinde şimdi çığ gibi büyümekte olan iki tehlike görüyor ve bundan uzaklaşmak istiyor. Biri İslami terör örgütlerinin artık tüm dünyayı tehdit edecek kadar büyümüş olmaları, diğeri de AB’nin kaldıramayacağı büyüklükteki göçmen krizi. AB’nin bunlarla başa çıkamadığı meydanda, tam tersi Ortadoğu çukuruna silah ve cephane satmaya devam ediyorlar. İngiltere bu konuda kendi politikasını yürütmek istemekte çok haklı. Yakın geçmişte, Büyük Britanya İmparatorluğu zamanında İngiliz Pasaportu sahibi olan bir çok Uzak Doğu ve Afrika ülkesi vatandaşının İngiltere’ye göç etmesinin yarattığı zorlukları onlar çok iyi biliyorlar.

TÜRKİYENİN DURUMU

Türkiye açısından AB’nin bir diğer önemli değeri, kurumsal yapılaşma ve bir çocuk eğitir gibi bize öğretmeye çalıştıkları uyum yasalarıdır.

Ülkemizde yeteri kadar çalışmayan kurumların bir an önce AB kriterlerine yaklaşması için bu ilişkinin devam etmesi gerekiyor. Özellikle hukukun yeterli görülmemesi yüzünden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuran insan ve kurum sayımız giderek artıyor. Bu ülkemiz adına utanılacak bir şeydir.

Güncel konu olarak AB’ye ne zaman gireceğimiz ise tamamen bize bağlı. “Onlar bizi istemiyor” gibi söylemler tamamen spekülasyon amaçlıdır.

Türkiye pazarı AB için her zaman iştah açıcı büyüklükte olmasına rağmen ülkenin içindeki düzensizlik onları ürkütmeye devam ediyor. İşin uzamasının sebebi bu kadar basit. Kriterleri yerine getir, uyumu sağla, AB’ye gir. Konu aslında bu kadar. Siyasilerin lafı dolaştırmasına aldanmayalım. Özellikle din konusunu kaşıyanlara inanmayalım. 15 sene Almanya’da yaşadım, dinimi soran kimse olmadı… Onlar için beni değerlendirirken iki kriter vardı; sosyal yaşama uyum sağladım mı? Ülkelerine katma değer yaratıyor muyum? Camiye mi, kiliseye mi, sinagoga mı gittiğim veya hiç birine gitmediğim kimsenin umurunda bile olmadı.

SON SÖZ

Şahsi görüşüm: İngiltere’nin AB’den ayrılması Türkiye’nin elini kuvvetlendirecektir. Top Ankara’dadır.

 

 

Diğer Celal Gürsoy Yazıları

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM

Image

“Denizden babam çıksa yerim” sözünün İmam Şafii’ye ait olduğuna dair söylentiler varsa da bu yakıştırmaların akademik bir değeri yoktur. Gene de sofralarda balık olduğu zaman akla ilk gelen deyişlerde...

TANK KOMUTANI

Image

TANK KOMUTANI Almanya’da geçirdiğim çok uzun 15 yıl boyunca hem yaşadıklarımdan aldığım tecrübeler, hem de katıldığım eğitimlerden kalan anılar 45 yaşından sonraki hayatımı çok etkiledi. Orada üst düz...


BU GİDİŞ NEREYE KADAR?

Image

90’lı yılların sonunda iki binli yılların başında eğitimlerime katılanlara kısa süre içinde cevaplamaları şartıyla bir soru sorardım: “Yakın gelecekte hayatımıza girerek bizi şaşırtabilecek bir gelişm...


SPOR MEDYASI MI, FUTBOL MEDYASI MI?

Image

Spor ile ilgili olarak medyayı takip edenleriniz farkındadır, şimdi futbol transfer sezonu olduğu için tüm haberler ve yorumlar, transfer olan veya olması hayal edilen futbolcularla ilgili. Antrenörle...


SPOR YAZARI NE YAZAR?

SPOR YAZARI NE YAZAR? Spor yazarı olabilmek için televizyonda maç seyretmek yetmez. Bu ancak belli bir yaş ve saha tecrübesinden sonra olabilir. Yayıncı kuruluşun ekrana taşıdığı görüntülerden yorum ç...


BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ

BODRUM’DA SURATLAR BİR KARIŞ Bodrum Devlet Hastanesinin önünde park edecek yer yok, halk sıra beklemekten bezmiş. Dert çok. Bodrum Adliyesinde otoparkta yer yok, insanlar sıkıntılı, en basit mal sahib...

KÖŞE YAZARLARI