Yörenin Şefi olabilmek!




Yörenin Şefi olabilmek!


Hangi uluslararası zincir otelin web sayfasını ziyaret ederseniz edin, diningi tıkladığınızda orada yöresel ve bölgesel ürünler vurgusunun yapıldığını görürsünüz. Bu demek oluyor ki misafirlerin gelir düzeyi ne olursa olsun, oteller ne kadar lüks olursa olsun yöresel zenginlikler, yörenin doğal ürünleri olmazsa olmazlar arasında ilk sıra yer alıyor.


Buradan hareketle biz mutfak şeflerinin yani aşçıbaşıların başarıya ulaşmasının en kısa ve kesin yolu yöresel ürünleri doğal veya modernize edilmiş şekilde sunmak diyebilir miyiz?

Yöresini iyi tanıyan ve misafirlerine güzel bir şekilde sunan hatta misafirleri bu zenginliklerin bir parçası yapabilen şefler aynı zamanda sadık misafir profili de oluşturmuş olmazlar mı? 

Peki bu tarife uyan şefler aslında kendi PR larına, çalıştıkları işletmelerin hatta ülke turizminin menfaatine de çalışmış olmazlar mı?

Tüm bu soruların cevapları kesinlikle evettir. 

Tam da bu noktada biz şefler tabiat harikası Bodrum’u ne kadar tanıyor ve tanıtabiliyoruz, menülerimizde yöresel ürünlere ne kadar yer verebiliyoruz, misafirlerimizi Bodrum’un zenginliklerinin bir parçalarıymış gibi hissettirecek aktiviteler düzenleyebiliyor muyuz diye kendime sormadan edemiyorum.

 

Bodrum gastronomisi denildiğinde akla sadece balık gelmesi bence çok normal değil. Bodrum mandalinası, begonvil, çekişke, taze baharatlar, Yalı inciri, badem ve daha fazlası… 

Tabii biz şefler olarak bunları yaygın bir şekilde menülerimizde kullanmazsak akla balıktan başka bir şey gelmemesi de kaçınılmaz oluyor. Oysa ki begonvilli güllacın, Bodrum mandalinalı revaninin, incirli- bademli kurabiyelerin tadına varan misafirler Bodrum gastronomisini balıktan ibaret kılmaz. Hatta Bodrum mandalinalı levreğin tadını bilenler klasik ızgara balık anlayışını çok klişe bulabilirler. 


Konakladığı otelin şefi ile birlikte Gümüşlük’te bir çilek tarlasından kendi elleriyle topladığı çileği otele döndüğünde cooking class aktivitesinde cup kek yapan…

Yine şefle birlikte Mumcular pazarına giden, zeytinyağı fabrikasında dalından sofraya zeytin yağının hikayesini yerinde dinleyen…

Katamaranla açılıp küçük adacıklarda piknik yapan…

Çocuklarıyla yakın köye gidip inek sağan, yoğurt mayalayan…

Deli zeytinleri aşılayıp kendi isim plakalarını ağaca astıran yerli veya yabancı misafirler Bodrum’dan başka tatil destinasyonu bakar mı sizce? 


Fark yaratacak bu birkaç örneği tecrübe edinen misafirler elbette başka bir yere gitmez, istese de çocukları buna izin vermez. 


İşte yörenin şefi olabilmek bu kadar önemlidir. Elbette bununla iş bitmiyor. Yörenin belediye başkanı, yörenin işletmesi, yörenin esnafı hatta yörenin köylüsü olabilmek te en az yörenin şefi olabilmek kadar önemlidir!

 

  


Diğer Hüseyin Bölük

Damak çatlatan tüyolar

‘‘Damak çatlatan tüyolar’’ Bodrum gibi Dünya’nın göz bebeği nadide bir şehirde yaşıyoruz. Her ne kadar betonlaşma tam gaz devam etse de cazibesinden bir şey kaybetmiyor gözümüzde. Ancak Bodrum’da yaşa...

Şef gözüyle Turizm ve Bodrum

Şef gözüyle Turizm ve Bodrum Evet önümüzdeki en az üç yıl ülke turizmi normale dönecek gibi durmuyor. Onlarca tesis el değiştirecek, bir çoğu iflas bayrağını çekecek, turizm çalışanlarının işsizlik or...


NEREDEN NEREYE...

Ülkemizin göz bebeği, özgürlükler şehri diye tabir edebileceğimiz, eşsiz koylarıyla adeta Ege’nin mücevherat sandığıdır Bodrum. Yarımada oluşu değerini bir kat daha perçinler. Hangi yöne giderseniz gi...


MÜPTELASININ GÖZÜYLE ZIP ZIP…

MÜPTELASININ GÖZÜYLE ZIP ZIP… Tarihi Yunanlıların bu coğrafyada yaşadığı zamanlara dayanır. Çok ilginç bir isim hikayesi vardır ZIP ZIP'ın. Eski Milas - Bodrum yolu üzerinde kurulu küçük bir barakadan...


Şef’le Bir Gün

Şef’le Bir Gün “Her Şey Dahil”in alışılagelmiş dar kalıplarından çıkıp kendi çapında bir şeyler yapmalı işletmeler. Mesela bizim yaptığımız gibi “Şef’le Bir Gün” yapmalı. Yerli ve yabancı misafirleri ...


Hünkar Beğendi de peki ya Dünya!

Tam bir kültürler mozaiği olan mutfağımızın Dünya’da sadece döner ve kebaptan ibaret bilinmesi bana hep acı vermiştir. Bir şef olarak benim için bu algının yıllardır aynı kalması ise ayrı bir trajedi....

KÖŞE YAZARLARI